30 Mart 2014 Pazar
Hamilelikte Dövme Yaptırılır Mı?
Dövme yapmak ve yaptırmak çok eski zamanlardan günümüze gelen bir uygulamadır. İnsanlar çeşitli nedenlerle dövme yaptırırlar. Eskiden köle, işçi gibi insanları işaretlemek için de kullanılan dövmeler bugün bunun için kullanılmasa da başka düşüncelerle yaygın olarak yapılmaktadır. İnsanlar kimi zaman hayat hakkındaki düşüncelerini, kimi zaman dini inaçlarını, kimi zaman siyasi fikirlerini, kimi zaman sevdiklerini ve hatta bazen nefret ettikleri şeyleri dışarıdan herkes tarafından görülecek şekilde dövme yaptırmak suretiyle vücutlarında sembolize ederler. Bilindiği üzere dövme, bir takım kesici ve delici aletler kullanılarak yapılır. Boya bu aletlerle cilt altına yerleştirilir. Dövme yaptırırken hijyene ve dövmede kullanılan boyanın türü ve kalitesine çok dikkat etmek gerekir. Hepatit B, Hepatit C, Aids, Tetanos, Uçuk, Frengi gibi hastalıklar hijyenik yani steril olmayan ortamda yapılmayan uygulamalarla bulaşabilecek hastalıklardır. Kan yoluyla bulaştıkları için sizden önce bu hastalıklara ait virüs ya da mikropları taşıyan birinin dövme yaptırmış olması ve aletlerin yeteri kadar sterilize edilmemiş olması bu hastalıkların size bulaşmasına neden olacaktır. Buradan kapacağınız bir mikrop sizi ölüme kadar götürebilir. Bunun yanısıra bazı kişilerin ciltleri dövme gibi uygulamalara karşı hassasiyet gösterir. Bunun sonucunda ciltte kızarıklık, kaşıntı, dökülme, egzama, sedef, ödem (sıvı birikimi) gibi istenmeyen reaksiyonlar ortaya çıkabilir. Bazı dövmelerde metalik boyalar kullanılır. Bu da MR gibi bazı radyolojik işlemler sırasında ağrıya neden olabilir. Ayrıca yine dövme yapımında kullanılan bazı boyaların kanserojen etkisi olduğu bilinmektedir. Bu anne karnında ki bebeğin gelişimine zarar verebilir. Tüm bu nedenlerden dolayı hamilelikte dövme yapımı tavsiye edilmez. Eğer böyle bir isteğiniz varsa ve yaptırmamak için kendinizi kontrol etmekte zorlanıyorsanız Hint kınası gibi bazı alternatif yöntemleri deneyebilirsiniz. Göbeğinizin üzerine çeşitli motiflerle süsleyebilirsiniz.
Gebelikte Mide Yanmasına Karşı Ne Yapabiliriz?
Gebelikte en sık görülen rahatsızlıklardan biridir ve hemen hemen hamile 100 kadından 80 tanesi bu durumdan bir kere de olsa etkilenir. Buna gebelikte kadın vücudundaki hormon dengesinin değişimi ve mide üzerindeki baskı neden olur. Gebelikte mide yanması söz konusu ise bunu evde bir takım basit tedavi yöntemleriyle geçirmek pek mümkün değildir. Yine de mide yanmasını önlemeye yardımcı olacak bir takım önlemler alınabilir. Bu önlemlerden birincisi sık fakat az miktarda yemektir. Öğün sayınızı arttırın fakat porsiyonlarınızı küçültün. Eğer günde 2-3 öğün yerseniz çok acıkır ve çok yersiniz. Midenizi çok doldurduğunuzda mideden yukarı mide içeriği kaçışı kolaylaşır. Zaten rahmin gelişmesiyle midenin üzerinde bir baskı vardır. Bunun üzerine bir de çok yerseniz reflü dediğimiz mide içeriğinin yemek borusuna kaçışı gerçekleşir. Mide yanması kaçınılmaz olur. Dikkat etmemiz gereken 2. kural yemeğin üzerine yatıp uyumamak ya da uzanmamaktır. Yattığımız zaman midemiz de yan yatar ve içeriği yemek borusuna doğru kaçış olabilir. Bu durumda asitli mide içeriği yanma yapacaktır. Yemekten sonra yatmak için en az 2 saat geçmesini ve midenin yediklerimizi sindirmesini beklemeliyiz. 3. kural yediklerimize dikkat etmektir. Çok yağlı, çok tatlı, çok baharatlı, çok acılı, çok tuzlu, çok ekşili, sirkeli yiyeceklerden, sigaradan, alkolden, kafein içeren kahve ve alkolden, çikolatadan uzak durmak gerekir. Gebelikte mide yanması için kadınlar genellikte maden suyu (soda) içmek, dondurma yemek, süt içmek, su içmek gibi bazı yöntemlere başvurmaktadırlar. Soda gibi asitli bir içecek yerine süt ve su ile fayda görülüyorsa denenebilir. Bunlar mide asidini baskılar ve yanma hissini ortadan kaldırır. Bunun yerine yine esas amacı mide asidini nötrleştirmek olan bir takım çiğneme tabletleri de kullanılabilir. Mide yanması çözümü olan bir gebelik sorunu olduğu için buna katlanmanız gerekmez. Doktor tavsiyesi ile anneye ve bebeğe zararı olmayan bu ilaçları çok basit bir şekilde türüne göre çiğneyerek ya da yutarak kullanabilirsiniz.
28 Mart 2014 Cuma
Apse Türleri
Apse türleri sıcak apse ve soğuk apse olmak üzere iki çeşittir. Sıcak apse ağrı, zonklama ve yüksek ateş yapar. Sıcak apse kendini şu belirtilerle göstermektedir. Sıcaklık, tende kızarıklık, şişlik ve ağrı şeklinde belirti vermektedir. Her durumda mikroplardan kaynaklanan bir durumdur. Sıcak apsenin kenarları sert ortası ise yumuşaktır.
Soğuk apse verem hastalıklarında görülen bir apsedir. Apsenin üzerine dokunduğunuz zaman sıcaklık ve herhangi bir ağrı hissetmez, iltihap belirtileri vermez. Apse açıldığı zaman iltihap olduğu görülmektedir. Soğuk apsenin iki özelliği vardır. İçinde cerahat yapan mikroplar bulunmaz ve cerahat yapmaz. Sadece harap olmuş doku parçalarından oluşur. Sıcak apselerde cerrahi müdahale yapılarak apse yeri açılır ve içindeki cerahat boşaltılır. Soğuk apse tedavisinde ise verem ilaçlarından faydalanılmaktadır.
26 Mart 2014 Çarşamba
Malpraktist
Tıp alanında yanlış ve gelişigüzel yapılan tedavi, kusurlu uygulama anlamına gelmektedir. Hukuki olarak görevini kötüye kullanma olarak da bilinmektedir. Toplumda bu gibi durumlara her zaman rastlanmaktadır. Yanlış tedavi ya da uygulama sonucu birçok kişi hayatlarını kaybetmektedir. Yanlış yapılan iğneler sonucu kişiler sakat kalarak hayatlarına bu şekilde devam etmek zorunda bırakılmaktadır. Malpraktist sözcüğü sadece tıbbi ya da hukuki değil bütün mesleklerle ilgili yanlış uygulamaları kapsayan bir sözcüktür. Sadece belirli bir meslek grubuna ithafen kullanılması söz konusu değildir. Bir müteahhitin projeyi yanlış hayata geçirmesi de malpraktisttir. Her meslek grubunda hata olur. Ve bazı hatalar kullanıcı/uygulayıcı hataları da değildir. Uygulamalarda kullanılan malzemenin kalitesi, zamanlama gibi bir çok unsur da hatanın ortaya çıkmasında doğrudan etkilidir. Malpraktist tıpta kullanıldığında komplikasyon ile karıştırılabilir. Bunlar birbirinden farklıdır. Komplikasyon bir hastalık sürerken ona bağlı olarak ortaya çıkan ikinci bir hastalık ya da bozukluktur. Komplikasyonun diğer bir kullanım alanı da ameliyatlardır. Ameliyat başarılı geçer fakat ameliyattan sonra istenmeyen bir durum ortaya çıkarsa bu da komplikasyon olarak adlandırılmaktadır.
Melisa Çayının Faydaları
Melisa Çayının Faydaları Nelerdir?
Melisa çayı özellikle stres ve endişeleri azalmak, uyku düzenin sağlamak, iştah açmak için kullanılmaktadır. Melisa bitkisi limona benzer hafif bir kokusu olan, yaz aylarında beyaz çiçekler açan bir bitkidir. Melisa genel olarak kurutulmuş yaprakları ile çay olarak tüketilmektedir ancak piyasada kapsül, krem ve yağ olarak da satılmaktadır. Melisa çayının faydaları sinirleri yatıştırır, uyku sorunlarını giderir, stresi azaltır, gaz gidericidir, mide rahatsızlıklarına iyi gelir, sindirim sorunlarında kullanılır, ateş düşürür ve ter atılmasını sağlar. Melisa çayını hazırlamak için yarım litre suya 10 gr kurutulmuş melisa atarak demlendikten sonra tüketin. İçeriğinde melisa bulunan cilt kremleri ise uçuk tedavisine iyi gelmektedir. Bunun yanı sıra mantar ve egzama gibi cilt hastalıklarının tedavisinde de kullanılmaktadır. Piyasada satılan melisa yağı güçlü bir anti bakteriyeldir. Melisa çayı göz tansiyonu olan kişilere de çare olmaktadır. Aynı zamanda ağrılı adet sancılarında, diş ağrısı, baş ağrısı, kusma, yüksek tansiyona da iyi gelmektedir. Halk arasında genellikle kış aylarında bitki çayı tüketimi yapılmaktadır. Ancak sağlıklı bir yaşam için her gün mutlaka size uygun olan bir bitki çayını tüketerek daha sağlıklı bir yaşam sürebilirsiniz. Son yıllarda uzmanlar bitkisel tedavi konusunda topluma oldukça faydalı bilgiler sunmaktadır. Bitki çaylarının da sağlık açısından çok faydalı olduğu, birçok hastalığın tedavisine yardımcı olduğu konusunda aydınlatıcı bilgiler sunulmaktadır.Hamileliğin 37. Haftası
Bebek tamamen gelişimini tamamladığı için her an doğumun gerçekleşmesi mümkündür. Bu haftalarda doğum yapma sıklığı oldukça fazla görülen bir durumdur. Anne adayları her an doğuma hazırlıklı olmalıdır. Yalancı doğum sancıları, gerçek doğum sancıları ile karışmaktadır. Bunu ayırt etmeniz gerekmektedir. Gerçek doğum sancıları sık ve düzenli aralıklarla gelir ve şiddeti gittikçe artar. Gerçek doğum sancısı 10 dakika içinde 3 kez sancı gelir ve her kasılma 50 saniye kadar sürmektedir. Yalancı doğum sancıları uzun aralıklarla ve düzensiz gelen sancılardır. İstirahat ettiğiniz zaman bu sancılar geçer. Ancak gerçek doğum sancıları istirahatla geçmez. Gerçek doğum sancıları yaşıyorsanız hastaneye gitme zamanı gelmiş demektir. Doğum belirtisi olarak rahimdeki kasılmalar sonucu bebeği dış ortamdan ayıran rahim içi boşluğu arasındaki kanalı kaplayan nişan gelmesi akıntı şeklinde görülmektedir. Hamileliğin 37. haftasında gece uykularız zorlaşacaktır, gün içinde uyumalı ve mümkün olduğu kadar dinlenmelisiniz. Doğumun yaklaşması ile artan endişeleriniz yakınlarınızla paylaşarak onlardan manevi destek almalısınız. Bebeğiniz bu hafta da 47 ila 50 cm uzunluğunda olup, 2900-3000 gr ağırlığına ulaşmaktadır. Güçlü hareketleri ile kendini daha fazla hissettirmeye başlar. Doğum kanalına yerleşerek doğum pozisyonunu almıştır. Vücudu gelişimini tamamlamış el ve ayak tırnakları uzamış, beyin gelişimi devam eder, ışıklara tepki verir, akciğerleri gelişimini tamamladığı için sağlıklı olarak solunum yapabilmektedir. Hamilelik süresince saç boyamanın bebeğe zarar vereceği konusunda anne adayları endişe taşımaktadır. Sonuç olarak içinde kimyasal madde bulunması sakıncalı olabilir, özellikle hamileliğin ilk 3 ayı kesinlikle boya yaptırmamalısınız. 3 aydan sonra bitkisel boyası kullanabilirsiniz. Bunun yanı sıra tüy dökücü kremler ve selüloit kremleri hamilelik süresince kullanılmaması gerekmektedir. Kullandığınız ürünler bitkisel ürünler olmalıdır.
25 Mart 2014 Salı
Sinameki Çayının Faydaları
Ortadoğu, Mısır, Hindistan, Somali ve sudan da doğal olarak yetiştirilen sinameki piyasa da sıvı, toz ve tablet olarak sayılmaktadır. Sinameki çayı bağırsakları temizler, müshil etkisi vardır, şişliği alır, kabızlığı giderir, iştahı kapatır, bu özelliği ile diyet yapanlara yardımcı olur. Sinameki modern tıpta müshil etkisi ile kabızlığı önlemesi ve bağırsakları yumuşatmak amacı ile kullanılmaktadır. Sinamekiden üretilen kremler basur ve egzama tedavisinde kullanıldığı gibi kolonoskopi öncesinde bağırsakları boşaltmak amacı ile de kullanılmaktadır. Her bitki gibi sinamekinin de bazı yan etkileri bulunmaktadır. En sık görülen yan etkisi mide ağrısı, mide bulantısı ve uzun süreli ishaldir. Sinameki 2 haftadan fazla kullanıldığı zaman sindirim sistemi ve bağırsak tembelliğine yol açarak bağımlılık yapmaktadır. Az görülen bir yan etki olsa da kalp hastalıklarına, kas güçsüzlüklerine, karaciğer tahribatına yol açabilmektedir. Hamile ve emziren kişilerin doktora danışmadan kullanmaları sakıncalıdır. Ülser, kolit, apandisit, mide iltihabı olan kişiler sinameki çayı kullanmamalıdır. Kalp hastaları, yüksek tansiyon hastaları, sindirim sistemi sorunları olanlar doktora danışmadan sinameki çayı kullanmamalıdır. Sinameki çayını bir fincan kaynamış su içine yarım çay kaşığı sinameki otu koyarak 10 dakika demlenmesini bekleyin. Dilerseniz bal ile tatlandırabilirsiniz. Güçlü müshil etkisi olduğu için çayı içtikten sonra yakınınızda bir tuvalet olmasına dikkat etmeli ve hangi amaçla olursa olsun uzun süre kullanmamalısınız.
Obstetrik USG
Gebelik takibinde yapılan ultrasonografik incelemeye verilen isimdir. Yani hamilelik döneminizde yaptırdığınız bütün ultrason muayeneleri obstetrik ultasonografidir. Güvenli, etkili ve ucuz bir yöntem olması gebelik takiplerinin vazgeçilmezi olmuştur. Ultrasonografinin gebelikteki kullanım amacı düşük tehdidi, erken gebeliğin tanısı ve değerlendirilmesi, gebelik kesesinin ve fetal büyüklüğün değerlendirilmesi, plasentanın yerinin saptanması, çoğul gebelikler, gebelik sıvısı hastalıkları, fetal anomaliler ve diğer uygulamalardır. Bebek anne karnında gelişmekte iken çok erken zamanlarında bile bir çok olumsuz durum tespit edilebilmekte ve gerekli görülürse gebelik sonlandırılabilmektedir.
Pazartesi Sendromu Nasıl Atlatılır?
Öncelikle kişinin pazartesi günleri kendini neden iyi hissetmediğinin araştırılması gerekmektedir. Kendinizi pazar akşamları işe gideceğim, yine yoğun bir gün, yorucu bir gün gibi düşüncelerden uzaklaştırmalısınız. Güne rahatlatıcı bir bitki çayı ile başlayabilirsiniz. Zaman geçtikçe bu sendrom azalarak kaybolacaktır. Bu sendromu atlatmak için öncelikle işinizi sevmelisiniz. İşinizi sevmiyorsanız zaten işe gittiğiniz hemen hergün pazartesi havasında geçecektir. Kendinize bir hedef oluşturabilirsiniz. Bir amacınızın olması bu sendromdan kurtulmanızı kolaylaştıracaktır.
23 Mart 2014 Pazar
Batığın Tedavisi Nedir?
Batık, kılların cilt altında kalması ve orada gelişmeye çalışmasıdır. Kıl dönmesi ile karıştırılabilir. Aslında kıl dönmesi ve batık aynı şeydir. Kıl dönmesi batığın daha ilerlemiş halidir diyebiliriz. Batıklar daha çok genital bölgede, koltuk altında ve bacaklarda görülmektedir. Batıkların bu bölgelerde fazla görülmesinin nedeni bu bölgelerin traş ya da ağda gibi epilasyon yöntemleriyle düzenli olarak temizleniyor olmasıdır. Batığın tedavisinde farklı tedavi yöntemleri vardır. Öncelikle daha basit yöntemlerle sonuç alınmaya çalışılır. Küçük aletler yardımıyla batık kıllar dışa doğru çıkarılır, iltihap varsa boşaltılır ve daha sonra enfeksiyon kapmaması için mikrop öldürücü solüsyonlarla bölge yıkanır. Evde cımbızla da batık kıllar çıkarılmaya çalışılır fakat steril olmayan alet ve ortamda bu işi yapmak enfeksiyon kapmaya neden olabilir. Ayrıca batıklar için bazı peeling ürünleri (deri soyucu kremler) bulunmaktadır. Bunların dışında batığın tedavisinden ziyade alınacak önlemleri sıralayabiliriz. Traş bıçağı ya da ağda ile epilasyon yaparken tüylere uzadıkları yöne doğru müdahale etmek gerekir. Yani örnek verecek olursak bacağınızdaki tüyler aşağı doğru çıkıyorsa traş bıçağını yukarıdan aşağı doğru hareket ettirerek traş etmek gerekir. Kılın çıktığı yön kıl kökünün yönüdür. Kıl kökünün tersine bir yönde ağda ya da traş yaparsanız kıl yönünün bozulmasına ve kılın yarı yolda kalarak cilt aldında gömülü kalmasına neden olursunuz. Bu kıllar ağrı yapabilir. Belki sizi rahatsız etmez fakat kötü bir görünümde oluştururlar. Lazer epilasyon gibi kalıcı epilasyon yöntemleri ile batık olan tüylerden tamamen kurtulmak mümkündür. Batığın ilerlemiş hali diyebileceğimiz kıl dönmesinde ise kıl dönmesinin olduğu bölgedeki doku ameliyatla çıkarılır. Daha sonra açık bırakılabilir ya da genelde yan bölgelerden dokunun çıkarıldığı bölgeye kaba et parçası getirilerek açıklık kapatılır.
Papatya Çayının Faydaları
Papatya çayının tarihi eski mısıra kadar uzanmaktadır. Özellikle uyku bozukluklarında, mide rahatsızlıklarında ve soğuk algınlığı tedavisinde kullanılmaktadır. Yapılan araştırmalara göre dünya genelinde her gün 1 milyon bardak papatya çayı tüketilmektedir. Sadece ülkemizde değil tüm dünyada oldukça fazla tüketilen bir bitkidir. Papatya çayının faydaları oldukça fazladır. Uyku bozuklukları, romatizmal hastalıklar, cilt hastalıklarında, sindirime yardımcı, gastrit ve kolit tedavisinde, alerji belirtilerinde, mide kasılmalarına papatya çayı iyi gelmektedir. Bunların yanı sıra stresi azaltır, bağırsak sorunlarını giderir, kasları ve krampları azaltır, diş eti hastalıklarını önler, sakinleştiricidir, karaciğeri çalıştırır, adet dönemi kasılmalarını hafifletir, sırt ve bel ağrılarını hafifletir, boğaz ağrısına iyi gelir ve apse tedavisinde gargara suyu olarak kullanılır. Papatya çayını hazırlamak için yarım litre kaynamış suyun içine 2-3 yemek kaşığı kurutulmuş papatyayı ilave ederek 3-5 dakika demlenmesini bekleyin ve süzerek tüketin. Papatya çayı yüksek fosfor içeriği ile kemiklerin güçlendirilmesinde, antioksidan etkisi ile kanserle mücadelede, sinir sisteminin korunmasına kadar birçok alanda kullanılmaktadır. Ayrıca cilt iltihaplanmalarında egzama, mantar gibi hastalıklarda kullanılmaktadır. Saç bakımında da papatya kullanılmaktadır. Kan inceltici ilaç kullananların papatya çayı, suyu ve yağı kullanmamalıdır. Papatya çayının faydalarından bahsediyorken papatyanın uyku veren bir bitki olduğunu unutmamak gerekir. Yani; makine kullanımı, araç kullanımı gibi dikkat gerektiren aktivitelerden önce kullanılması sakıncalıdır. Hamilelik ve emzirme dönemlerinde ise doktora danışılmalıdır.
Hamilelikte Mide Yanması İçin Doktora Gidilir Mi?
Hamilelik döneminde mide yanması bu dönemde olağan bir sorun olduğu düşünülerek önemsenmeyebilir. Fakat hamilelik dönemine denk gelen bir mide ülseri, mide asidi problemi veya bunların dışında bir sindirim sistemi hastalığı da mide yanmasına neden oluyor olabilir. Hamilelik döneminde mide üzerine baskı artar. Bu farklı sorunları da beraberinde getirebilir. Mide yanması hamilelikte sık rastlanılan bir durum olsa da bunu mutlaka doktorunuzla paylaşmanız gerekir. Doktorlar genellikle ilaç tedavisi vererek bu tür mide yanması sorunlarını büyük oranda çözerler. İlaç tedavisine çoğu hanımda olumlu yanıt verir çünkü bunları çoğu hamilelikle ilişkili reflü sorunlarıdır. Az öncede bahsettiğimiz mide üzerine gelen baskıdan kaynaklı oluşur. İlaç tedavisiyle geçmeyen yanmalar doktor tarafından araştırılır ve detaylı bir muayene ve tetkik sonucu teşhis konduktan sonra gerekli tedavi başlatılır. Midedeki yanmanın nedenleri arasında; mide ülseri, mide fıtığı, safra kesesi rahatsızlıkları ya da sindirim sisteminin değişik kısımlarındaki diğer rahatsızlıklar olabilir. Yanmayı dikkate almamak olabilecek ciddi problemlerin daha da büyümesine neden olabilir. Kısaca hamilelik döneminde görülen mide yanması (reflü) şikayeti mutlaka gebeliği takip eden doktora bildirilmelidir.
Rezene Çayının Faydaları
Akdeniz bölgesine özgü olan rezene 2 metreye kadar uzayan, tüysüz ve içi boş yapıda olan bir bitkidir. Yeşil ve otsu bir bitkidir ve zamanla sarararak çalıya benze bir görünüm alır. Uçucu yap bakımından oldukça zengin bir bitkidir. Tohumunda bol miktarda etken madde bulunan rezene potasyum ve sodyum açısından oldukça zengindir. Rezene bitkisinin soğanı yaprakları ve tohumu genellikle yemeklerde kullanıldığı gibi tohumundan hazırlanan çayı birçok hastalığın tedavisinde de kullanılmaktadır. Rezene çayı mide kasılmaları, safra üretimine, toksinlerin atılmasına, vücuttaki fazla suyun atılmasına, sindirim sisteminin düzenlenmesine, anne sütünü artırmaya çok faydalıdır. Bunun yanı sıra göz sağlığının gelişmesi, diş ağrılarını hafifletmeye, yüksek tansiyonu düşürmeye, mide gazının atılmasına, öksürüğe, rahim kasılmalarının hafifletilmesine yardımcı olmaktadır. Rezenenin faydaları saymakla bitmez iştahı bastırır, kolik tedavisinde kullanılır, bağırsakları temizler, vitamin ve mineral bakımından oldukça zengindir, bağışıklık sistemini güçlendirir. Rezenin tohumları, meyvesi ve kökü kullanılmaktadır. Rezene çayını hazırlarken 1 fincan kaynamış sıcak suya 1 çay kaşığı rezene atarak 10-15 dakika demlenir. Öksürük ve akciğer hastalıkları, damar sertliği ve hazımsızlığa karşı çok iyi gelmektedir. Ayrıca bebeklerin gaz şikâyetlerini de azaltmaktadır. Kansızlık, kalp hastalıkları, adet düzensizlikleri, romatizma, balgam söktürücü özellikleri de vardır. Göz kapaklarında oluşan arpacık iltihaplanmalarında pansuman yapılması iyileşmeye yardımcı olmaktadır. Rezene görüldüğü gibi şifa kaynağı olan bir bitkidir.
İlgili aralamar: rezenenin faydaları nelerdir? rezene çayının yararları nedir?
Afoni
Ses kısıklığı, ses niteliği ve şiddetindeki bozuklukları kapsayan genel bir terimdir. Bu bozukluklar yapısal ya da işlevsel nedenlerden kaynaklanmaktadır. Afoni sesin tamamen yitirilmesi anlamına gelmektedir. Tam olmayan ses kaybı ise gırtlak kaslarının iki yanlı felç olması, gırtlağa her hangi bir yabancı madde kaçması, difteri ya da krup hastalığı sonucu gelişmektedir.
Gebelik Ultrasonu Nasıl Bakılır?
Gebelik ultrasonu gebeliğin 18 ila 24 haftaları arasında yapılır. Amacı bebeğin gelişimi detaylı olarak incelenmektir. Bu haftalar arsında yapılmasının nedeni ise olası bir anomali yani anormallik durumunda geç kalmadan gebeliğin sonlandırılmasıdır (kürtaj). Anne adayı sırt üstü yatırılarak karından bakılarak incelenmektedir. Uygulama 15-20 dakika sürmektedir. Bu incelemede kafanın şekli, yapısı, çapı ve çevresi ölçülmektedir. Kafa içi oluşumları, bebeğin genel profili, boyunda kist ya da kitle olup olmadığı, omurganın incelenmesi, kalbin genel yapısı, mide, karaciğer, böbrekler, mesane, göbek kordonu incelenir. Kol ve bacaklardaki tüm kemikler, göğüs kafesinin genel yapısı incelenmektedir.
21 Mart 2014 Cuma
Göz Banyosu Ne İşe Yarar?
Göz insan vücudunda bulunan en hassas ve narin organlardan biridir. Bu nedenle de göze iyi bakılması ve oluşabilecek risklerden dolayı korunması gerekir. Gözün tabakalarında oluşabilecek en ufak pürüz bile görme bozukluklarına yol açabileceği, göze kaçan bir cismin gözün tabakalarını yırtabileceği veya zedeleyebileceği unutulmamalıdır. Bundan dolayı da göz belirli aralıklar ile temizlenmeli ve bu gibi durumlara olasılık verilmemelidir. Gözün temizlenmesi için de yapılabilecek en doğru ve kesin yol göz banyosu yapmaktır. Göz banyosu, doktorlar tarafından da önerilen, gözün iç kısmının temizlenmesini amaçlayan bir işlem ve tedavidir. Tabi ki göz banyosu yaparken dikkat edilmesi gereken noktalar da bulunmaktadır. Öncelikle bir göz doktoruna danışılmalı ve detaylı bilgi alınmalıdır. Göz banyosunun yapılmasının asıl sebebi gözün iç kısmının temizlenmesi olsa da gözün dış kısmında kalan bölgenin de temizlenmesi için yapılabilir. Gözün iç kısmına giren toz, kirpik, toprak gibi göze zarar verebilecek, gözün kanlanmasına neden olabilecek maddelerin tamamen gözden temizlenmesi için yapılır. Bunun yanında ise gözün dış kısmında yani kirpik diplerinde oluşan iltihaplanmalar için de göz banyosu yapılmaktadır. Fakat göz banyosu yapılmadan önce mutlaka bir doktora danışmanızda ve bilgi almanızda yarar vardır.
Aldosteron
Vücuttaki elektrolit dengesini ayarlayan bir steroit hormondur. Böbrek üstü bezinin korteks bölgesinde salgılanan ve potasyumun çıkarılması ve sodyumun tekrar emilmesi üzerinde etkili bir görev yapmaktadır. Elektrolit ve su dengesinin korunmasında önemli bir rol alan bu hormon böbrek üstü bezinin kabuk kısmından salgılanmaktadır. Aldosteron ter bezlerinden suda sodyumu izleyerek kandaki su oranının artmasına yol açmaktadır. Böbrek tarafından süzülen sodyumun %2’sinin tekrar kana geçmesinden de sorumludur.
Akromi
Deriye normal rengini veren pigmentin azalması ya da bulunmaması sonucu yaygın veya sınırlı deri rengi bozukluğudur. Üst deri hücrelerindeki deriye rengini veren melanin pigmentinin bireşimleşmesinde bir kusur vardır. Birçok Akromi ise cüzam, göğüs derisinde değişik renkli pullanma görülen bir mantar hastalığı sırasında ya da radyoaktif ışınımın ve kimyasal maddelerin etkisi ile ortaya çıkmaktadır.
2014 Yüz Germe Ameliyatı Fiyatları
Yaşın ilerlemesi, güneşin zararlı etkileri, mimik kaslarının fazla çalışması, stres, kilo alıp verme zaman içinde yüzünüzde kırışıklara neden olur ve dolayısıyla yaşlı bir görünüme yol açarlar. Yüz germe ameliyatlarıyla bu kırışıklıklar ortadan kaldırılarak daha genç bir yüz yapısı elde edilmektedir. Yapılan ameliyat sonrası hastalar 10-15 yaş daha genç görünmektedir. Her hangi bir risk taşımayan ameliyat sonrasında hasta rahat bir iyileşme dönemi geçirmektedir. Yüz germe ameliyatı 1500-3000 TL gibi fiyatlarda yapılmaktadır. Dikkat edilmesi gereken abartıya kaçmayarak biraz daha genç görünebilmek olmalıdır.
20 Mart 2014 Perşembe
Kulak Kanaması İçin Ne Yapılır?
Kulaklarda bazı nedenlerden dolayı kanama görülebilir. Bu kanamalar genellikle orta kulak iltihabı sonucu ortaya çıkar ve belli bir süre sonra durur. Bu kanın durması sonucunda kulak zarının yırtılması sonucu ile karşılaşılmaktadır. Tabi bu kulak zarı yırtılması kesin değildir. Eğer kulağınızda bir kanama olmuş ise ilk yapmanız gereken hemen bir sağlık kuruluşuna giderek sorununuzu anlatınız ve çözüm yollarını mutlaka uygulamasını yaptırınız. Kulak kanaması esnasında acı hissetmişseniz yukarıda yazılı yörüngeleri izleyiniz. Fakat ağrı yok ise biraz çınlama olmuşsa derhal sessiz ve sakin bir yere giderek dinleniniz. Kulak kanaması için sağlık kuruluşuna gitmeden önce yapabileceğiniz ilk yardım kuralları vardır. İlk olarak kulak kanaması esnasında yapılması gereken hastanın sakin tutulmasıdır. Kanama eğer çok fazla olmadıysa kulak bölgesi temiz bir bezle temizlenir. Eğer fazla kanama var ise kulak kesinlikle tıkanmamalıdır. Fakat temizlenmesi yapılabilir. Hasta bilinci açık ise sırt üstü yatırılır eğer bilinç yok ise kulağın üzerine yatırılır. Eğer başka kanamaları da var ise derhal bir uzmana götürülmesi gerekmektedir.
İlgili aramalar: kulak kanaması nasıl durdurulur? kulak kanamasına ne yapılır? kulakta kanamanın tedavisi nedir?
19 Mart 2014 Çarşamba
Karanfil Çayının Faydaları
Karanfil baharat olarak yemeklere tat vermek amacı ile dünya genelinde kullanılmaktadır. Başta Asya ülkeleri olmak üzere birçok kültürde çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanılan karanfil çayı ve çiçeğin özünden elde edilen karanfil yağı oldukça fazla tüketilmektedir. Karanfil çayı sindirimi düzenler, diş ağrılarını hafifletir, diş eti hastalıklarında kullanılır, kusmayı önler, şişkinliği alır, güçlü bir antiseptiktir, mide bulantısına iyi gelir, kan dolaşımını hızlandırır, anti bakteriyeldir, sindirim sistemi ile ilgili kanser türlerine karşı koruma sağlar. Karanfil çayını hazırlarken 6-7 adet karanfili toz haline gelene kadar dövün, suyu kaynattıktan sonra karanfilleri içine atın ve 10 dakika demlendirin. Dilerseniz buzdolabında 2-3 gün saklayabilir, dilerseniz her seferinde taze olarak yapabilirsiniz. Özellikle soğan, sarımsak gibi yiyeceklerin tüketiminden sonra ağza atılan karanfil istenmeyen kokuları alacaktır. Karanfili kaynatarak suyunu havlu üzerine dökerek eklem ağrılarına ya da kas ağrılarının üzerinde bekleterek ağrının hafiflemesini sağlayabilirsiniz. Aynı şekilde mantar ve egzama gibi cilt hastalıklarında da uygulayabilirsiniz. Karanfilin herhangi bir yan etkisi bulunmamaktadır. Ancak çay olarak fazla tüketilmesi halinde nasıl bir yan etki göstereceği bilinmemektedir. Bitki çaylarını bir süre kullandıktan sonra ara vermek en doğru harekettir. Kuru karanfil ağızda tahrişe neden olmaktadır. Karanfil yağı da ağız yolu ile tüketilmemelidir. Karanfil cam kavanozlarda yaklaşık 1 yıl süre ile saklanmaktadır. Buzdolabında saklanması raf ömrünü uzatacaktır.
18 Mart 2014 Salı
Akut Nedir?
Tıpta hastalıkların özelliklerinin belirlenmesinde en çok kullanılan terimlerden bir tanesidir. Hızlı başlayan ya da kısa süren hastalıklar için kullanılan bir terimdir. Bazen her iki durumu tanımlamak için de kullanılmaktadır. Akut birçok hastalığın tanımının bir parçası olduğu için hastalıkların isimleri ile kullanılmaktadır. Akut bronşit, akut romatizmai akut böbrek yetmezliği, akut vajinit gibi birçok hastalığın isimlerine eklenerek kullanılan akut, hastalıkların geçici olduğu anlamına gelmektedir. Akut özellik taşıyan hastalıkların süresi 3 ila 14 gün arasında değişmektedir. Daha uzun süren hastalıklar ise kronik olarak adlandırılmaktadır. Akut kelimesi tıp dışında, Arama Kurtarma Timi'nin kısaltılmışı olan AKUT olarak da anlam taşımaktadır fakat söylediğimiz gibi bunun tıpla ilgisi yoktur ve sadece kısaltmadır.
Diş İmplantı Sorunları
Diş implantında her ne kadar başarı oranları yüksek olsa da birtakım nedenlere bağlı olarak başarısızlıkla sonuçlanan uygulamalara da rastlamaktayız. Başarısız operasyonların çoğu uygulama sırasındaki hatalara bağlıdır. Bunun haricinde ağız hijyenine gereken önemi vermemek de kötü sonuçları beraberinde getirebilmektedir. Diğer implant başarısını olumsuz etkileyen durumları maddeler halinde özetlemek gerekirse; * İmplantın vücudun biyolojik yapısıyla uyumlu olmayan malzemeden yapılmış olması. Bağışıklık sistemi vücutla uyumlu olmayan bir maddeye karşı direnç oluşturarak vücuttan dışarı atmaya çalışır.
* İmplantın korozyona karşı dayanıksız olması.
Kanserojen ya da zehirli bir maddeden üretilmiş olması.
* İmplantın dayanıklı olmayan bir maddeden yapılmış olması. İmplantlar metallerden üretilirler. Günümüzde çok daha iyi tekniklerle üretilen implantlarda kırılma gibi durumlara çok daha az rastlanır.
* Isı gerilimine karşı dayanıksız olması (ani sıcaklık soğukluk değişimi).
* Mekanik gerilime karşı dayanıksız olması.
* İmplantın uygun planlama yapılmadan yerleştirilmesi. Böyle bir durumda diğer dişler ya da dokular üzerinde dengesiz bir baskı oluşabilir ve implant da atabilir. Dengesiz kuvvet uygulanması sonucu diş ve diş etlerinde harabiyet de meydana gelebilir. Nasıl bir bina inşa ederken öncesinde tomografik ve statik çalışmalar yapılması gerekiyorsa diş implantı da buna benzer bir çalışmayı gerektirir. İmplant üzerine binecek yükün yanlış hesaplanması başarısızlığın önemli nedenlerinden biridir.
* Kemik kaybının ortaya çıkması. Dişleri çevreleyen ve destekleyen kemik dokusunda ya da implantın çevresinde kemik kaybı oluşabilir.
* İmplant yapılan ortamın steril olması gerekir. Enfeksiyon gibi olumsuz durumlar implantın başarısını etkileyebilir. * İmplantın uygulama tekniği ve uygulama sırasında kullanılan ekipmanların kalitesi de çok önem arz eder.
Göğüslere Silikon Taktırma Fiyatları
Göğüslere silikon günümüzde hanımlar tarafından en çok ilgi gören ameliyatlardan biridir. Göğüslerini büyütmek isteyenler öncelikle silikon taktırmayı tercih ederler. Özellikle sanat dünyasında birçok ünlü kişinin yaptırması daha da ilgi çekici hale getirmektedir. Hanımlar silikon taktırarak dişiliğin önemli bir simgesi olan göğüslerinin daha dolgun görünmesini sağlayabiliyorlar. Eskiden çok pahalı olan bu tür güzellik amaçlı operasyonlar bu işin altından kalkabilen doktorların artmasıyla daha da uygun fiyatlarla yapılır hale gelmiştir. 2014 yılı için geçerli silikon taktırma fiyatları 2000$'dan (yaklaşık 4000 tl) başlayarak 4000$'a (yaklaşık 8000 tl) kadar değişen fiyat aralıkları ile doktor ve hastanenin konumuna göre değişmektedir.
16 Mart 2014 Pazar
Hamileliğin 36. Haftası
Gebeliğin 36. Haftasında bebeğin erken doğması hiçbir sorun yaratmaz. Bebek leğen kemiğine yani doğum kanalına girmeye başlar ve kasıklarınızdaki basınç ve ağrı artar. Bebeğin doğum kanalına girmesi ile birlikte mide yanması, sindirim ve solunum güçlüğü şikayetlerinizde azalır. Mesaneye yapılan baskıdan dolayı sık idrara çıkma daha da artacaktır. Bu dönemde karnınızın üst kısmında boşluk ve rahatlama hissedeceksiniz. Bebeğin hareketleri dışarıdan daha net olarak görülecektir. Tekmelemeler size acı verebilir, yalancı doğum ağrıları artabilir. Gerçek doğum ağrıları düzenli ve ritmik olmaktadır. Ağrıların şiddeti artar ve sıklaşır. Bu hafta içinde NST testi (non stress test) ile kasılmaların şiddeti ve sıklığı doktorunuz tarafından saptanacaktır. Hamilelikte 36. Haftada bebeğinizin boyu 49,5 cm kilosu ise 2700 e ulaşmıştır. Karın çevresi ile kafa çevresi birbirine eşittir. Yağ birikimi yavaşladığı için kilo artışı da azalmaktadır. Bebeğinizin vücudunu kaplayan tüyler tamamen kaybolmuştur. Yağ dokusu yanaklarda depolanmaya başladığı için yüzündeki buruşukluklarda kaybolmaktadır. Damakları iyice sertleşmiş, tüm organları fonksiyonlarını yerine getirmeye başlamıştır. Hamilelik döneminde anne adaylarını endişelendiren bir konu da deodorant ve parfüm kullanımının bebeğe zarar vermesidir. Hamilelik döneminde artan terlemeler anne adayları deodorant ve parfüm kullanımına gereksinim duymaktadır. Birçoğu kimyasal madde içerdiklerinden dolayı deriden emilimin sağlamaktadır. Kaliteli kozmetik ürünlerini tercih ederek ve aşırı kullanmamak bebeğe zarar vermeyecektir. Hamileliğin 36. HaftasıAnne adayları gebelik döneminde kişisel bakımları için birçok kozmetik ürünleri konusunda endişe duymaktadır. Gözlere, tırnaklara, dudaklara, saça ve deriye uygulanan kozmetik ürünlerinin zararı olmadığı söylenmektedir. Ancak akne tedavisi, cilt lekelerini açma gibi tedavilerde kullanılan bazı kimyasal maddelerin kullanılması sakıncalıdır. Anne adayları gebelik süresince bu gibi tedavilerden uzak durmalıdır. Kozmetik ürünlerini seçerken içeriğine bakmalı ve daha sonra kullanmalıdır.
Anason Çayının Faydaları
Anason; Yunanistan, Asya ve Girit bölgelerine özgü bir bitkidir. Orta çağda yaygınlaşan anason daha çok yemeklerde, ete tat vermek için, alkollü içeceklerde, sabun ve parfüm yapımında kullanılmaktaydı. Anason çayının faydaları etkili bir balgam söktürücü, boğaz ağrılarını giderici, akciğerleri rahatlatıcı, soğuk algınlığının daha çabuk geçmesine yardımcı, sinüzit tedavisinde yardımcı, Bronşit tedavisinde, kolik tedavisinde kullanılır, şişkinliği azaltır, hazımsızlığa iyi gelir, hıçkırıktan kurtulmak için kullanılır. Anason çayını kaynamış suyun içine 1 çay kaşığı kurutulmuş anasonu koyarak 5 dakika demledikten sonra içebilirsiniz. Uyku verici özelliğinden dolayı yatmadan önce içilmesi önerilmektedir. Tüm dünyada sindirim sorunları için kullanılan anason yemeklerden sonra içilerek sindirime yardımcı olup, şişkinliği gidermektedir. Ağız kokusunu gidermek ve öksürüğü önlemek amacı ile de anason çayı önerilmektedir. Ağızda hijyen sağlamak için anason ile gargara suyu hazırlanmaktadır. Anason yağı ise saçlarda bitlenmeye karşı etkili, bağırsak iltihabı tedavisinde etkilidir. Anason ticari olarak içki tüketiminde, sakız, dondurma, sabun, tütün, öksürük şuruplarında, cilt kremi, diş macunu üretiminde kullanılmaktadır. Anason çayı ve anason yağı yüksek tansiyonu olan kişilerde, hamilelik ve emzirme döneminde olan kişilerde kullanılmaması önerilmektedir. Anason çayı çok fazla yan etkisi olan bir bitki değildir ancak her bitki çayı gibi fazla tüketildiği zaman yan etkileri görülmektedir. Bitki çayları da kullandığınız ilaçlar gibi ölçülü olarak tüketilmelidir.
Botoks Yaptırmadan Önce Bilmeniz Gerekenler
Botoks, gıdalarda üreyen ve onların bozulmasına sebep olan bir bakteri türü olan "Clostridium Botulinum" un zehirli atıklarından elde edilen ilaç türevi bir maddedir.
Botoks zehirli bir maddeyse öldürücü bir etkisi var mıdır?
Tıpta bir çok hayvansal zehir ilaç yapımında kullanılmaktadır. Burada dozaj önemlidir. Botoksun elde edilmesinde kullanılan zehirli madde defalarca sulandırıldığı için bir tehlike teşkil etmez. Yıllardır kullanılmakta olduğu da göz önünde bulundurulduğunda ortada tereddüt edecek herhangi bir durum yoktur.
Botoks vücudu nasıl etkiler?
Botoks zehiri sinir-kas geçitinde asetilkolin (ACH) salınımını durdurur ve bu geçitteki geçişi engeller. Sinirler beyinden gelen komutları kaslara iletemez. Böylelikle botoks uygulamasıyla istenilen bölgedeki kas felç edilir ve yaptığı etki yok olur. Botoks ne için yapılır?
Cilt kırışıklıkları için (özellikle yüz bölgesinde), koltuk altındaki terlemelere karşı, kaşları yükseltmek için, göz kapağı açıklığı artırmak için, çenedeki portakal kabuğu görünümü için, migren, gerilim tipi baş ağrısı ve benzer baş ağrılarının tedavisinde, şaşılık, kellik, vajinusmus gibi giderek kendisine çok fazla uygulama alanı bulmaktadır.
Botoks kalıcı mıdır?
Botoks, uygulamadan sonraki 1-2 gün içinde etkisini göstermeye başlar. Bir hafta ila 10 gün içerisinde de ütüleme ya da düzeleştirme etkisi dediğimiz en üst seviye etkiye ulaşır. İlk botoks uygulamasından sonraki etki 4 ila 6 ay arasında sürer. Devam niteliğindeki botokslarda etki 9 aya kadar sürebilir.
Botoksun etkisi geçince ciltte sarma meydana gelir mi?
Botoksun etkisi geçse bile sarkma olmaz. Aksine daha gergin bir cilt yapısı oluşur.
Botoks nasıl yapılır?
Botoks yapılırken sadece istenilen bölgede etkisini durdurmak istenilen kaslara uygulanmalıdır. Bu sebeple kas anatomisini iyi bilen kişiler tarafından uygulanmalıdır. Uygulama yerlerinin doğru seçimi, giriş açısı, iğnenin kalınlığı, verilecek doz, maddenin sulandırma(seyreltme) oranı, enjektörün kalınlığı, enjeksiyonun hızı ve enjeksiyon sonrası basınç, verilecek kas egzersizleri, soğuk uygulamalar ve masaj, dikkat edilmesi gereken pozisyon ve hareketler gibi konularda çok iyi bilgi sahibi olan tecrübeli doktorlar tarafından uygulanmalıdır.
Botoksun yan etkileri var mıdır?
Botoksun en çok rastladığımız yan etki uygulamadan sonra uygulamanın yapıldığı bölgede ağrı, morluk ve şişlik olmasıdır. Göz kapağında düşüklük ve kaş asimetrisi diğer sık rastlanılan bir yan etkidir ve genellikle uygulamanın yanlış yapılması sonucu ortaya çıkmaktadır.
Botoks yaptırdım fakat etkisi olmadı diyorsanız..
- Uygulamada kullanılan madde doğru dozda kullanılmamıştır ya da fazla seyreltilmiştir.
- Çin ya da diğer uzakdoğu ülkelerinden ucuz olduğu için satın alınan botoks maddeleri kullanılmıştır. Bunlarda üzerlerinde yazdığından daha düşük dozda botoks maddesi bulunmaktadır. Bu da aslında düşük dozdan ötürü bir etkileşme yapmaz.
- Yanlış kas grubuna uygulama yapılmıştır. Bu durum genellikle doktor olmayan ya da kas anatomisini bilmeyen kişilere yaptırılan botoks uygulamalarında rastlanır.
- Botoksun muhafazasında soğuk zincir kırılmıştır. Botoks maddesi soğuk kalmalıdır. Taşınma sırasında ya da başka bir sebeple botoks gerekli soğuklukta muhafaza edilmezse molekülleri dağılarak bozulur.
- Uzun süre bekletilmiştir. Botoks maddesi kullanılmaya başlarken bir önceki hastadan kalan madde varsa kullanılabilir fakat belli bir sürenin üzerinde beklemişse yapısı bozulduğu için uygulansa dahi işe yaramayacaktır.
- Botoksa karşı vücudun direnç göstermesi. Nadiren görülen bir durumdur. Botoks maddesi bildiğimiz üzere bir bakterinin ürettiği toksinden elde edilir. Vücudumuz bu maddeye savaş açar ve ona uygun antikoru üretirse bir daha botoks uygulatamazsınız. Çünkü botoks maddesini vücudunuz öldürecektir. Bu durumda başka doktorlarda şansınızı denemeye çalışmayın. Aksi halde paranız boşa gidecektir.
Botoks fiyatları neden farklılık gösteriyor?
Altının gramı bütün yurtta nasıl aynıysa, botoksun gramı da bütün yurtta aynıdır. Yine altından yapılan ürünlerin işçiliği nasıl değişiyorsa botoksu da uygulayan hekimin tecrübesine, popülaritesine, yaptığı için sonuçlarına göre fiyatları değişebilir. Botoks maddesi gram bazında altından daha pahalı bir maddedir. Uygulama fiyatının bir alt sınırı vardır ve bu fiyatın altına düşülemez. Bu fiyatın altına düşen yerlere itibar etmemeniz gerekir. Kimse size altının gramı 100 tl iken 70 tl'den vermez. Bu da ona benzer. Üstüne bir de hekimin emeği eklenecektir. Hekim olmayan kişilere ucuz fiyatlarla botoks yaptırmaya kalkmayınız. Aksi halde hemen paranız boşa gider hem de sağlığınız tehlikeye girebilir.
LINE İLE ÖZGÜRCE KONUŞUN
LINE’da kullanıcı bilgi ve görüşmeleri 3G, 4G ve Wi-Fi dahil tüm ağlarda şifreleniyor!
Yoğun iş temposu, şehirleşme ve hızlanan yaşam bizleri dijital dünyada sosyalleşmeye yöneltiyor. Bu alanda bilindik sosyal medya kanallarının yanı sıra ücretsiz mesajlaşma, ücretsiz sesli ve görüntülü arama gibi birçok hizmeti bir arada sunan mobil mesajlaşma platformları da öne çıkıyor. Aile bireylerinden arkadaşlara kadar hayatımızdaki herkesle her an paylaşımda bulunduğumuz bu platformlarda kullanıcıların dikkat ettiği en önemli özelliklerden biri de güvenlik sistemleri. Bu anlamda rakiplerinden ayrılan LINE’da kullanıcı bilgi ve görüşmeleri 3G, 4G ve Wi-Fi dahil tüm ağlarda şifreleniyor. LINE’ın iç denetim yönetimi alanında üç uluslararası sertifikaya (SOC2, SOC3 ve SysTrust) sahip olan ilk mobil mesajlaşma uygulaması olması da güvenlik standartlarına verdikleri önemin bir kanıtı niteliğinde.
Telefon Numaranızı Gizli Tutun
LINE’da kendinize özel bir ID belirleyerek telefon numaranızı kimselere vermeden iletişim kurabilirsiniz. Sizi LINE ID’nizi kullanarak ekleyen kişiler telefon numaranızı göremezler. LINE ID’nizi belirlemek için Diğer/Daha Fazlası > Ayarlar > Profil menüsünü kullanabilirsiniz.
Telefon numaranıza sahip kişilerin LINE arkadaşları listesine otomatik olarak eklenmek istemiyorsanız “Başkalarının Eklemesine İzin Ver” seçeneğini kapatabilirsiniz. Böylece sizi sadece LINE ID’nizi paylaştığınız kişiler ekleyebilir.
Tanımadığınız Kişilerin Sizi Rahatsız Etmesine Engel Olun
Anlık mesajlaşma uygulamaları kullananların korkulu rüyalarından birisi de yanlışlıkla alakasız bir mesajlaşma grubuna eklenmektir. LINE’da tanımadığınız kişilerin bulunduğu bir grup sohbetine davet edildiğinizde grupta bulunan kişiler telefon numaranızı göremiyor.
Tanımadığınız bir kişi size mesaj attığında LINE otomatik olarak “Ekle”, “Engelle” ve “Şikâyet et” seçeneklerini sunuyor. Eğer size mesaj gönderen kişiyi tanımıyorsanız kolayca engelleyebiliyorsunuz.
Telefonunuz Yanınızda Olmasa Da Mesajlarınızı Koruyun
Yazışmalarınızı meraklı gözlerden korumak için LINE’a şifre koyabiliyorsunuz. Diğer/Daha fazlası > Ayarlar > Gizlilik ayarlarından “Şifre Kilidi”ni kullanarak LINE’ın her açılışta şifre sormasını sağlayabiliyorsunuz.
Ayrıca “Sohbet Odası Ayarları”ndan tüm sohbet geçmişinizi ve sohbetler içerisinde paylaştığınız tüm dosyaları tamamen silebiliyorsunuz.
Bir arkadaşınız LINE’dan size mesaj yazdığında bildirimin ekranda mesaj okunacak şekilde belirip belirmemesi ile ilgili ayarlarınızı da istediğiniz gibi düzenleyebiliyorsunuz. Bildirim ayarlarında yer alan “Önizleme göster” seçeneğini kapattığınızda, yeni bir mesaj geldiğinde ekranda gelen mesaj yerine “Bir mesajınız var!” yazısı görünüyor.
Paylaşımlarınızı Gizleyin
LINE’ı rakiplerinden ayıran bir diğer özelliği de ileti, fotoğraf, video, bağlantı gibi paylaşımların yapılabildiği, sosyal medya yapısına sahip Timeline ve Home özellikleri. LINE’daki Timeline ve Home hareketlerinizi yalnızca arkadaşlarınız görebiliyor. Ancak burada da iletilerinizin kimler tarafından görüntülenebileceğini belirleyebiliyorsunuz.
Timeline’ınızda paylaşmak istediğiniz iletinizi hazırlarken alt menünün en sağında bulunan “Kişiler” sembolüne tıklayarak iletinizin gizlilik ayarlarını yapabilirsiniz.
Nerede, Ne Zaman İsterseniz Güvenle Konuşun, Mesajlaşın!
LINE'ı tüm akıllı telefonlarda (iPhone, Android, Windows Phone, Blackberry, Nokia), tabletlerde ve hatta bilgisayarınızda bile kullanabilirsiniz.
Kullandığınız cihaza uygun LINE indirmek için: http://line.me/tr/download
Bir boomads advertorial içeriğidir.
15 Mart 2014 Cumartesi
Biberiye Çayının Faydaları
Küçük bir ağaca benzeyen biberiye bitkisi, mutfaklarda pek çok yemeklere lezzet veren tadı ile özelliklede balık ve et yemeklerinde kullanılmaktadır. Daha çok hazımsızlık ve kabızlık gibi sindirim sistemi bozukluklarında, hafızayı güçlendirmek için kullanılmaktadır. Biberiyenin ana vatanı Akdeniz’dir, ancak Avrupa’nın büyük bölümde ve Amerika kıtasında da yetiştirilmeye başlamıştır. Özellikle taze biberiye kullanmak daha sağlıklıdır. Genellikle kurutulmuş olarak satılan biberiye aktarlarda paketlenmiş olarak sunulmaktadır. Taze ve canlılık veren mükemmel bir bitki olan biberiye sağlık açısından da oldukça faydalıdır. Faydaları arasında ilk sırayı alan bağışıklık sistemini güçlendirmesidir. Kan dolaşımını hızlandırır, astım belirtilerini azaltır, iltihapları önler, beyin ve kalbe giden kanı arttırarak damar tıkanıklığını da önlemektedir. Biberiye çayının faydaları arasında; baş ağrısı ve migren ağrılarını hafifletir, kan dolaşımını hızlandırır, hafızayı güçlendirir, kabızlığı önler, toksinlerin vücuttan atılmasını sağlar, beyin ve kalbe oksijen taşınmasını sağlar, stresi azalmaya yardımcı olur. Kramp çözücü etkisi vardır, romatizma ve gut sorunlarına faydalıdır, saç dökülmesini önler ve saç besleyicidir, cilde canlılık verici özelliği vardır. Biberiye çayını hamile bayanların kullanması sakıncalıdır. İçinde bulunan oleanolic asit düşük yapma riskini fazlalaştırmaktadır. Ayrıca tansiyon yükselmesine sebep olduğu için tansiyon hastalarının kullanmaması gerekmektedir. Biberiye çayını da diğer bitki çayları gibi kaynamış su ile demleyerek günde 2 ya da 3 bardak taze olarak içebilirsiniz.
Hamileliğin 35. Haftası
Doğumun yaklaşması ile annenin de endişelerinin arttığı bu dönemde doktorunuzla daha sık görüşerek bu endişelerinizden kurtulmak için destek almalısınız. Doğumdan sonra bebek bakımı hakkında tecrübeli kişilerle konuşarak bilgi alış verişi yapmalısınız. Bu konuda kitaplar okuyarak bilgi sahibi olmalısınız. Doğumun ne zaman gerçekleşeceği belli olmadığı için nerede doğum yapacağınıza, doğumdan sonra nerede kalacağınıza karar vermeniz gerekmektedir. Bebeğin kilosundaki artış ve boyunun uzamasından dolayı hareketleri iyice kısıtlanmaktadır. Anne bebeğin hareketlerini takip etmelidir. Bu hareketlerdeki değişiklik bir sorun olduğunu göstermez, ancak NTS yapılması daha sağlıklı sonuç verecektir. Bebeğin içinde bulunduğu kesenin erken yırtılması sonucu vajinadan su gelebilir. Mide yanması, sık idrara çıkma ve gaz problemleri olabilir. Hamileliğin 35. haftasında bebeğin boyu 49 cm, kilosu ise 2400 gr civarındadır. Bebek oluşumunu tamamlamış, bundan sonra sadece kilosu değişmektedir. Bu dönemde bebek giderek kilo alır, sinir sistemi olgunlaşmaya devam eder, böbrekleri tamamen oluşur, tekmeleri daha güçlü ve net olarak hissedilir, karaciğer gelişmiştir. Tüm iç organlar ve akciğer tamamlanmış olması bebeğin solunum sıkıntısı ortadan kaldırır ve daha az problemle karşılaşılır. Anne adaylarında 35. Haftada öksürürken, hapşırırken, aşırı gülme sonucu idrar kaçırma gibi problemler ortaya çıkmaktadır. Bunun nedeni rahim genişlemesi ve bebeğin idrar torbası üzerine uyguladığı basınçtan kaynaklanmaktadır. Doğumdan sonra idrar kaçırma problemi tamamen ortadan kalmaktadır. Eğer idrar yaparken kasıklarınızda yanma ve ağrı varsa mutlaka doktorunuzla görüşmelisiniz. Yanma ve ağrının nedeni idrar yolu enfeksiyonu olabilir. Hamilelik süresince yaşadığınız her türlü sorunu doktorunuzla paylaşmak ve doğru bilgiler edinerek daha sağlıklı bir gebelik ve doğum geçireceksiniz. Tüm anne adayları hamilelik öncesi ve sonrası yapması gerekenler konusunda bilgi sahibi olmalıdır.
14 Mart 2014 Cuma
Elma Çayının Faydaları
Kış aylarında çok sık yaşanan soğuk algınlığı, grip, nezle gibi şikayetlerde öncelikle bitki çaylarından yararlanılmaktadır. Elma çayı da bunlardan biridir. Elma çok fazla lif içeriğinden dolayı zayıflamak içinde kullanılmaktadır. Sindirim sistemini hızlandırarak kabızlık sorununu ortadan kaldırmaktadır. Ayrıca bağırsak parazitleri ve kolon kanserini de önlemeye yardımcı olmaktadır. Elma çayı karaciğer ve akciğer kanseri hücrelerinin büyümesini de engellemektedir. Elma kabuklarında A, C, B6 vitaminleri, mineraller, demir, fosfor, potasyum, folat, kalsiyum bulunmaktadır. Kolesterolü önleme etkisi ile vücuttaki yağ oranını dengelemektedir. Elma çayının birçok hastalığa faydası olduğu gibi vücut direncini arttırma, cildin yenilenmesinde büyük önem taşımaktadır. Elma çayının faydaları konusu üzerinde dururken özellikle hamilelik sırasında annelerin, doğumdan sonra ise bebekler için şifa kaynağı olduğu da unutulmamalıdır. Bebeklerin astım hastalığına yakalanma riskini en aza indirmektedir. Birçok hazır bebek gıdasında elmadan da faydalanıldığını görürsünüz. Elma çayını hazırlamak için yeşil veya kırmızı elmaların kabuklarından yararlanabilirsiniz. Kaynayan suyun içerisine elma kabuklarını koyarak 5 dakika kadar kaynatın ve süzerek elma çayınızı keyifle içebilirsiniz. Özellikle kış aylarında çok fazla tüketilmesi gereken elma çayı her türlü hastalıklardan korunmak için bulunmaz bir şifa kaynağıdır. Ayrıca her gün bir elma yemek kalp hastalıklarından da korumaktadır. Kilo problemi olan bayanların elma çayı ile vücutlarındaki ödemi atarak daha kolay zayıflamalarına yardımcı olmaktadır. Elma çayını gün içerisinde en az 2-3 bardak tüketerek kendinize daha sağlıklı bir yaşam sağlayabilirsiniz.
Hamileliğin 34. Haftası
Doğuma biraz daha yaklaştığınız bu dönemde doğum sonrası hazırlıklarınız tamamlamanız gerekmektedir. Erken doğum riskine karşı bebeğinizin ve sizin tüm ihtiyaçlarınız hazır bulunmalıdır. Bebeklerin akciğerleri tamamen gelişmiş olduğu için sağlık problemi olmayan bebekler yeni doğan ünitesinde kalan zamanı tamamladıktan sonra sağlıklı olarak hayata başlamaktadır. Anne adayları bu dönemde kısa süreli ve düzensiz rahim kasılmaları ağrı yapmaktadır. Bacak krampları artar, gece sık idrara çıkma, karın büyüklüğünden kaynaklanan uykusuzluk ve yorgunluk artar. Kendinizi sürekli yorgun ve halsiz hissetmeniz vücudunuzun ağırlığı ve uykusuzluktan kaynaklanmaktadır. Hassasiyet ve asabiyet artışları, uzun süre oturuşlar ve yatışlarda kollarda ve ayaklarda kan toplaması görülmektedir. Bu halde iken ani kalkışlar baş dönmesine sebep olabilir. 34. Haftada bebeğin boyu 48 cm kilosu ise 2200 gram kadardır. Her şeyini tamamlayan bebekler yeni doğmuş bebekler gibi hareket etmeye başlamaktadır. Doğumun yaklaşması ile bebek baş aşağı dönmeye başlar, gözlerini uyurken kapatıp, uyanınca açar, uyku saatleri düzenlidir ve bağışıklık sistemi tamamen gelişmiştir. Bebeğin böbreküstü bezleri emzirmeyi sağlamak için hormonlar üretir ve büyür. İçinde bulunduğu amniyotik sıvı 3 saat ara ile yenilenir. Bebeğin cildi daha düzgün bir hal almıştır. Sinir sistemi gelişmeye devam eder, el tırnakları oldukça uzamıştır. Hamilelik dönemi ve sonrasında yaşanan en büyük sorunlardan biri de saç dökülmesidir. Doğum sonrasında bu dökülmeler daha da artmaktadır. Bunun nedeni gebelik hormonlarındaki değişiklik ve tiroid bezinin az ya da çok çalışmasından kaynaklanmaktadır. Vitamin ve mineral eksikliği de saç dökülmesine sebep olmaktadır. Hormonlar gebelik öncesi değerlere döndüğü zaman saç dökülmeleri de kesilecektir. Tiroid hastalığı olanlar mutlaka tedavi görmelidir. Multivitamin kullanımı da saç dökülmelerini azaltmada etkili bir uygulamadır.
Agnozi
Agnozi; bilmeme, tanımama, duyu organlarında bir bozukluk olmamasına rağmen kavrama yetisinin bozulması, nesneleri ve simgeleri kavramada görülen yetersizlik duygusudur. Herhangi bir beyin hastalığı sonucu algılananı bilince katarak kavrama yeteneğinin kaybedilmesidir. Agnozi genellikle damarlardaki doku bozukluğundan meydana gelmektedir. Beyinde derin yaralar meydana gelmesi sonucu oluşan tam yetersizlik durumları da söz konusu olmaktadır.
13 Mart 2014 Perşembe
Aktif Kömür
Panzehirlerden en yaygın olanı aktif kömürdür. Mide yıkamalarında son yıkama suyuna karıştırılarak kullanılmaktadır. Aktif kömür ilaç zehirlenmesi, gıda zehirlenmesi gibi birçok zehirlenmelerde kullanılmaktadır. Kuru ekmeğin yakılması ile de aktif kömür elde edilmektedir. 20 gr aktif kömür 200 mm su ile karıştırılarak bulamaç haline getirilerek kullanıldığı zaman büyük fayda sağlamaktadır.
Akciğer Amfizemi
Akciğerlerde bulunan hava keseciklerinin bazı nedenlerden dolayı zarar görerek gerilip gevşemesiyle ortaya çıkan hastalıktır. Neredeyse tamamiyle sigara içen insanlarda görülen bir hastalıktır. Sigara içmeyen kişilerde de olabilir fakat bu oran çok düşüktür. Nefes alıp vermemizi sağlayan hayati organlarımızdan biri olan akciğerlerde olağan dışı hava ya da gaz bulunması ile amfizem olmaktadır. Nefes verdiğimizde havanın tamamen dışarı atılamaması ve akciğerlerdeki hava kesecikleri içerisinde kalması durumudur. Bu hastalığa yakalananlar nefes almak kadar nefes verebilmenin de çok önemli olduğunu anlarlar. İçerideki kirli havanın tamamen boşaltılamaması sonucunda vücuttaki oksijen dengesi bozulacaktır. Vücudun oksijen dengesinin bozulmasından bütün organlar etkilenecektir. Amfizem kadınlara oranla erkeklerde daha çok görülmektedir. Akciğer amfizemi; akciğer veremi, kronik bronşit ve astım gibi hastalıklar sonunda gelişmektedir. Öksürme, nefes tıkanıklığı, oksijenin azalması, kalp sektesi ve nefes nefese kalmak gibi belirtiler vermektedir. Akciğer amfizemi ciddi ölümlere yol açmaktadır.
2014 Kalça Yağları Aldırma Ameliyatı Fiyatları
Hanımlar yapıları itibariyle kilo almaya çoğunlukla kalçalarından başlarlar. Bu da bazı kadınların diğer bölgeleri zayıf olduğu halde kalçalarının çok büyük olmasına neden olabilir. Bu orantısız büyümeden genel olarak hoşlanılmaz. Bu tür durumlarda ilk olarak diyetle ve sporla bölgesel zayıflama denenir. Uğraşlarına rağmen diyetle ve sporla bu kalça yağlarının giderilemediği durumlarda akla liposuction gibi yağ aldırma yöntemleri gelmektedir. Yağ aldırma özel kanüller aracılığı ile vakum ya da özel hazırlanan enjektörlerle emilmesi yöntemidir. Bu yöntemlerle güvenli bir şekilde fazla yağlar alınmaktadır. Vücudun belli bölgelerine yerleşen inatçı yağlar çoğu zaman yapılan diyet ve egzersizlerle eritilememektedir. Bu durumda yağları aldırmak en kolay yöntemdir. Kalça yağlarını aldırma 1000$ (yaklaşık 2000 tl) ile 2000$ (yaklaşık 4000 tl) arasında yapılmaktadır.
12 Mart 2014 Çarşamba
Apse Türleri
Apse türleri sıcak apse ve soğuk apse olmak üzere iki çeşittir. Sıcak apse ağrı, zonklama ve yüksek ateş yapar. Sıcak apse kendini şu belirtilerle göstermektedir. Sıcaklık, tende kızarıklık, şişlik ve ağrı şeklinde belirti vermektedir. Her durumda mikroplardan kaynaklanan bir durumdur. Sıcak apsenin kenarları sert ortası ise yumuşaktır.
Soğuk apse verem hastalıklarında görülen bir apsedir. Apsenin üzerine dokunduğunuz zaman sıcaklık ve herhangi bir ağrı hissetmez, iltihap belirtileri vermez. Apse açıldığı zaman iltihap olduğu görülmektedir. Soğuk apsenin iki özelliği vardır. İçinde cerahat yapan mikroplar bulunmaz ve cerahat yapmaz. Sadece harap olmuş doku parçalarından oluşur. Sıcak apselerde cerrahi müdahale yapılarak apse yeri açılır ve içindeki cerahat boşaltılır. Soğuk apse tedavisinde ise verem ilaçlarından faydalanılmaktadır.
11 Mart 2014 Salı
Akciğer Embolisi Nedir?
Akciğer atardamarı ya da dallarından birinin pıhtı, hava, parazitler, kemik iliği, yağ veya enjekte edilen bazı maddelerle tıkanması sonucu ortaya çıkan bir durumdur. Tıkanan damarın çapının genişliği büyük oldukça akciğer Embolisi de o kadar ağır olmaktadır. Akciğer embolisinde erken tanı ve tedavi hayat kurtarmaktadır. Belirti olarak soluksuz kalma hissi, nabızda hızlanma, öksürükle beraber kanlı balgam çıkartma, nefes alırken göğüste ağrı ve baygınlık gibi belirtiler vermektedir.
Akalazya
Yemek borusunun hareket bozukluğu sonucu oluşan bir hastalıktır. Öncelikle yutma zorluğu belirtisi vermektedir. Bu zorluk katı ve sıvı ayırmaksızın olmaktadır. Yemek borusunda biriken besinler geri gelmekte, akciğere ve solunum yollarına kaçmaktadır. Bu durumda yemek yemeyi istemeyen hasta giderek zayıflamaktadır. Bazı akalazya tiplerinde ise göğüs ağrısı da olmaktadır. Hastaya endoskopik tetkikler yapılarak tanı koyulmaktadır. Hastalık tamamen ortadan kalkmaz yani yemek borusu hareketleri normale dönmez. Ancak hastanın yutma zorluğunu ortadan kaldırmak için mide bileşkesindeki kaslar gevşetilerek yemek borusundan mideye geçiş sağlanır.
10 Mart 2014 Pazartesi
Mide Kelepçesi Taktırdıktan Sonra Dikkat Edilmesi Gerekenler
Mide kelepçesi taktırmak bir zayıflama yöntemi değildir ve asla böyle düşünülmemelidir. Doğal yollarla zayıflayamayan obezite hastalarının bile mide kelepçesi taktırmadan önce ve sonra bilmesi gereken bazı bilgiler ve alması gereken bazı önlemler vardır. Fazla kilolar birçok hastalığa davetiye çıkarır. Bu nedenle mide kelepçesi riskli olduğu kadar hayat kurtarıcı da olabilmektedir. Mide kelepçesi ya da mide bandı dediğimiz ameliyat ile midenin üst kısmına silikon bir halka takılır. Böylece hastalar daha çabuk doyarak alabilecekleri kalori sınırlanır. Bu da beraberinde zayıflamaya yol açar. Mide kelepçesi taktırmakla işlem bitmiyor. Mide kelepçesi taktırdıktan sonra doktor kontrolünde sağlıklı bir beslenme rejimi uygulanmalıdır. Ayrıca bir egzersiz programıyla tüm bu işlemler pekiştirilmelidir. Asla hızlı bir şekilde zayıflamaya çalışılmamalı uzun bir vadede zayıflama gerçekleştirilmelidir.
2014 Mide Kelepçesi Taktırma Fiyatları
Özellikle son zamanlarda obezitenin artması mide kelepçesi ameliyatlarında artış göstermektedir. Yapılan ameliyat ile az ve sık yemek yendiği için kilo verme daha da kolaylaşmaktadır. Bu ameliyatla birçok kişi fazla kilolarından kurtularak normal yaşamlarına devam etmektedir. Bu ameliyat hastane ve doktorun konumuna göre 7.500 ila 15.000 tl arasında fiyatlara yapılmaktadır. Yine de zayıflamak için mide kelepçesi taktırma ameliyatı son çarelerden biri olarak düşünülmelidir. Bu ameliyat özellikle enfeksiyon açısından büyük bir risk taşır. Tam steril olmayan ortamlarda, işinin ehli olmayan insanlara mide kelepçesi taktırmak ölümle sonuçlanabilir. Mide kelepçesi fiyatını sorgularken taktıracağınız klinik hakkında mutlaka bilgi edinmelisiniz. Önünüze ilk gelen klinikte yaptırabileceğiniz basit bir operasyon değildir. Belki fiyatı biraz pahalı olsa da imkanlar dahilinde prestiji olan bir klinikte yaptırmak daha mantıklı bir hareket olacaktır. Çok başarılı sonuçlara ulaşan oldukça fazla insan vardır. Onların hikayelerini de dinleyebilirsiniz.
İlgili aramalar: mide bandı kaça takılır? mide kelepçesi takma ameliyatı ne kadar? mide kelepçesi taktırma fiyatı nedir? mideye kelepçe takma ücreti nedir?
8 Mart 2014 Cumartesi
Cinsel Organda Yara Olmasının Nedenleri Nelerdir?
Cinsel organda ve bulunduğu bölgede yaraya neden olan çeşitli hastalıklar vardır. Bunların bir kısmı bulaşıcı özellik gösterirken bir kısmı bulaşmaz. Cinsel organda yara olmasına neden olan hastalıkların başında herpes simplex enfeksiyonu gelmektedir. Sonrasında cinsel yolla bulaşan; Frengi(Sifilis), Lenfogranüloma Venereum, Şankroid ve Granuloma İnguinale şeklinde yaraya neden olan diğer hastalıklar sıralanabilir.
Cinsel bölgede yaraya sadece cinsel yolla bulaşan hastalıklar neden olmaz. Bunların dışında bazı vücuda zararlı maddelerin vücuda temas etmesi, bölgede termal hasar ya da kimyasal hasar meydana getirir.
Bu hastalıkların dışında Behçet hastalığı, Paget hastalığı gibi hastalıklarda cinsel bölgede ülsere yaralara neden olabilirler.
Kulak Nasıl Tıkanır?
Kulak tıkanmalarının başlıca nedenleri yaptığımız bazı yanlış kulak temizleme işlemleri ve dışarıdan kulağımıza giren kirlerdir. Aslında bu kirlerin kulağımıza girmesine de neden olan bizleriz. Bunun nedeni olarak genellikle yıllardır insanların kullandığı pamuklu çubuklar gelmekte ve bunların kullanımı hala devam etmektedir. Bu çubukların kullanımı sonucunda kulağın yağı alınmakta ve bu alınan yağ sonucu tutulması gereken kirler tutulmadan direkt olarak kulağınızın daha ilerisine gitmektedir. Bunu yapmak sizlere kulağınızı temizleme yerine daha fazla kirin oluşmasına neden olmaktadır. Kulakların nasıl tıkandığı konusu çok önemlidir ve bu konuya çok dikkat etmek gerekir. Çünkü kulak tıkanıklıkları genellikle ilerleyerek daha kötü dertler açmakta ve bizleri gerçekten zorlamaktadır. Bu nedenle kesinlikle pamuklu çubukları kullanmamanızı ve kulağınızı temizlemek için bir hekimle görüşmenizi tavsiye ederim. Kulakların nasıl tıkandığı konusuna bir başka yol ise orta kulakta iltihap oluşması neden olmaktadır. Kulak kiri dediğimiz kulak yağı kulağa giren mikropları öldürür ve tozu tutar. Bu madde zamanla kulak içerisinden salgılanarak yenilenir ve eski kulak kiri dışarı atılır. Bu sebeple kulağı temizlerken sadece kulağın içerisinden dışa doğru çıkan kulak salgısını temizlemeliyiz. İçerideki salgı maddesi asla temizlenmeye çalışılmamalıdır. Pamuklu çubuğu kulağa soktuğumuzda kulağın içerisinde kalıntıları kalır. Bunlarda zamanla kulağı tıkamaya başlar ve işitsel olarak bizi zorlar.
Bebek Anne Karnında Nasıl Büyür?
Bebeğin anne karnında büyümesini ay ay ele alacak olursak;1. Ayda anne rahmine yeni düşen bebeğin, sinir sistemleri, beyni, iç kulakları, ağzı gelişmeye başlamıştır. Bu dönemde bebeğin başı ve vücudu gelişmiştir. Ayrıca bu dönemde anne rahmi ile bebeğin arasında damarsal bağlantılar yeni oluşmaya başlamıştır.
2.Ayda kalbi gelişmeye başlayarak bebeğin kalbi dakikada ortalama 150 kez atmaya başlamaktadır. Ayrıca kıkırdak dokuları ve kemiklerin gelişmesi de bu dönem de meydana gelmektedir.
3.Ayda bebeğin yüzü oturmuş ve şekillenmiştir. Ayrıca önde olan başını dik olarak tutmaya başlamıştır. 3. Ayda cinsel organı gelişerek, kız veya erkek olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca yutkunma, tekme atma gibi durumları yapabilir hale gelmektedir.
4.ayda duyu organları, elleri, ayakları, gözleri, tırnakları gelişimini tamamlamıştır. Ayrıca tat duyusu gelişmiş ve başparmağını emer hale gelmiştir.
5.Ayda ise duyu organları ayrılmış dokunma, tat alma, koklama, duyma gibi bütün duyu organlarına sahiptirler ayrıca 5. Ayda net olarak bebeğin cinsiyeti belli olmuştur. Bu ayda bebeğin boyutu 2 katına çıkmakla birlikte anne karnı da iyice şişmeye başlayacaktır.
6.Ayda bebek dış görünüş olarak tamamen insana benzemektedir. Gözleri yanakları, daha belirgin ve daha düzgündür. El ve ayak parmaklarındaki izler gelişmiştir.
7. Ayda bebek anne adayı tarafından daha sık ve net olarak hissedilmeye başlanmaktadır. Beyni ve sinir sistemi iyice gelişmiş olup kalp hızının sesi duyulabilecektir.
8.Ayda bebek hızla büyümeye başlayarak, tekmelemesi sıklaşacak ve bunu hissetmek zor olmayacaktır. 8. Ayda doğum gerçekleşirse bebek tamamen geliştiğinden hayatını sürdürebilecektir.
9.Ayda bebeğin organları olgunlaşmaya başlamaktadır. Bebek 9. ayda uyuyup uyanabilmekte ve yeterince hareket edecek yere sahip olamadığından daha sessiz olacaktır. 9. ay sonunda ise bebeğiniz dünyaya gelmektedir.
7 Mart 2014 Cuma
Öksürük Hangi Hastalıkların Habercisidir?
Öksürük birçok hastalıkla beraber görülmektedir. Birçok solunum yolu ve sistemik hastalıklarda görülmektedir. Akciğer hastalıklarının yanı sıra farklı organların hastalıklarında da öksürük görülmektedir. Öksürük akut ve kronik olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Balgamlı öksürük solunum yollarının iltihaplanması sonucu görülmektedir. Bazı durumlarda balgamlı öksürükten kan gelmektedir, bu durum genellikle akciğer kanseri, verem ve bronşektazi hastalıklarının belirtisidir. Kalp yetmezliği hastalığında da öksürük görülmektedir. Öksürük alerjik burun akıntısı, astım atakları, ozon ve sigara dumanına maruz kalma sonucu da ortaya çıkmaktadır. Akciğer tüberkülozu, gırtlak ve akciğer kanseri hastalıklarında öksürük görülmektedir. Kısaca geçmeyen öksürüklerde mutlaka bir hekime giderek altında yatan neden araştırılarak en uygun tedavi yöntemi uygulanmalıdır.
Ihlamurun Çayının Faydaları Nelerdir?
Yıllardır halk arasında birçok hastalığın tedavisinde kullanılan ıhlamur endişe giderici ve sinir yatıştırıcı olarak kullanılmaktadır. Oldukça hızlı büyüyen ıhlamur ağacı 15-20 metreye kadar uzamaktadır. Sarı ve beyaz renkte açan çiçekleri ve yaprakları taze ya da kuru olarak kullanılmaktadır. Almanya'da resmi olarak kabul edilen ıhlamur soğuk algınlığına karşı doktorlar tarafından önerilmektedir. Yıllar boyu hastalıkların tedavisinde kullanılan ıhlamur, günümüzde özellikle kış aylarında oldukça fazla kullanılmaktadır. Bugün piyasada kurutulmuş çiçekleri, hazır poşet çayları, kapsül, ıhlamur özü ve tentür olarak satılmaktadır. Ihlamur çayının faydaları, ateş düşürür, terlemeyi teşvik eder, öksürüğe iyi gelir, gribe ve nezleye iyi gelir, migren ağrılarını hafifletir, endişe ve stresi azaltır, ishal durumunda kullanılır, kan basıncını düşürür. Bunların yanı sıra karaciğer rahatsızlıklarında, damar sertliğinde, sindirim sisteminin daha iyi çalışmasında, kas spazmlarını gidermekte, safra kesesi rahatsızlıklarında, boğaz ağrısında, hazımsızlıkta, çarpıntılarda ve toksinlerin atılması için kullanılmaktadır. Ihlamur çayını yemeklerden sonra günde 3 defa tüketerek ruhsal rahatlama ve sindirim sisteminizin daha iyi çalışmasına yardımcı olabilirsiniz. Kaynamış su içerisine 1 çay kaşığı kurutulmuş ıhlamur koyarak 10 dakika demlenmeye bırakın ve demlendikten sonra içebilirsiniz. Çok faydalı olan ıhlamur çayını emziren ve gebe kadınların doktorlarına danışmadan kullanmamaları önerilmektedir. Hiçbir yan etkisi olmayan ıhlamur çayının, çok uzun süre ve çok fazla kullanıldığı zaman kalp hasarına yol açabileceği bazı uzmanlar tarafından belirtilmektedir. Ihlamur çayının içerisinde birkaç damla limon suyu damlatarak ıhlamur çayınızı daha keyifli bir hale getirebilirsiniz.
Adenopati
Salgı bezleri ile ilişkili bir hastalık sürecidir. Genellikle lenf bezlerini ilgilendiren ve lenf düğümlenmelerinin büyümesi ile belirti veren hastalıklar için kullanılan bir terimdir. Hasta şiddetli ağrılardan şikayet etmektedir. Büyümüş düğümler genellikle sert, hareketsiz ve ağrısızdır. Lenf düğümü büyümeleri genellikle yavaştır ve irinleşme eğilimi yoktur.Ancak hastalık ilerleyici şekilde diğer lenf düğümlenmelerine yayılmaktadır.
6 Mart 2014 Perşembe
Pazartesi Sendromu Nedir?
Pazar akşamı başlayan rahatsız edici bu durum insanlarda stres yaratmaktadır. Toplum olarak bunu durumu pazartesi işe, okula ya da benzer bir ödeve başlayan hemen herkes yaşayabilmektedir. İnsanların artan problemleri bu sendromun doğmasına sebep olmuştur. Aslında bu sorun kişinin iç dünyasından kaynaklanmaktadır. İş yerinde yaşanan sorunlar bir süre sonra eziyete dönüşmektedir, bu durumda kişi Pazar akşamından gerilmeye başlamaktadır. Bir kişinin işini sevmeyerek işe gitmesi, iş yerinde huzurlu olmaması pazartesi günlerinin oldukça zor geçmesine neden olacaktır.
Boyun Tutulması Neden Olur?
Bizim gördüğümüz kadar ile boyun tutulması başı sabit tutmak, düzensiz yerde uyumak, cereyanda kalmak gibi durumlar sonucu olmaktadır. Geçirilen bir ameliyat sonrası, vücuttaki bir hastalıktan dolayı ya da rahimde bulunan spiralden dolayı da boyun tutulmaktadır. Bunların yanı sıra ani hareketlerde sebepler arasında yer almaktadır. Bunlar kolay tedavi edilen boyun tutulmalarıdır. Boyun tutulmasının altında yatan sebep boyun fıtığı da olabilir. Sinir sıkışması bağlı olan tutulmalarsa bölgeyi sıcak tutmak her zaman faydalı olmaktadır.
5 Mart 2014 Çarşamba
Boyun Tutulması Nasıl Geçer?
Geçici boyun tutulmalarında bölgeyi sıcak tutarak kasların gevşemesi sağlanabilir. Sıcak su dolu bir pet şişeyi havluya sararak boyun tutulması olan bölgenin üzerine koyarsanız faydası olacaktır. Ayrıca bölgeye masaj yapmak, kas gevşetici ilaçlar kullanmak da boyun tutulmasını geçirmek için kullanılmaktadır. Bu uygulamalar sonrası tutulma geçmiyor ise mutlaka doktora başvurmalı ve nedeni öğrenilmelidir. Tutulmanın nedeni boyun fıtığı ise ciddiyetine göre fizik tedavi ya da cerrahi operasyon uygulanacaktır. Kasılmış olan kasların gevşemesi ve ağrılarınızın azalması zaman alabilir. Bu gibi durumlarda boynu Bilgisayar ya da televizyon gibi elektronik cihazların ekranlarına bakarken boynunuzu eğmek ya da kaldırmak zorunda kalmanız da boyun tutulması nedeni olabilir. Bu sebeple tv ya da bilgisayar gibi cihazları izlerken ekran ya da monitörlerin başınızın hizasında
4 Mart 2014 Salı
Doppler USG
Halk arasında renkli ultrason olarak bilinen bir görüntüleme yöntemidir. Gebelik takibinde kullanılan bir yöntem olduğu gibi kadın ve erkeklerde görülen çeşitli hastalıkların takibinde de kullanılmaktadır. Ses dalgaları ile çalışan cihaz kan damarları içindeki kan hücrelerine çarparak geri yansıyarak frekans değiştirmesinden faydalanılarak yapılmaktadır. Bebeğin göbek damarları, rahim damarları, beyin damarları, kalp damarları gibi damarlar incelenmektedir. Genellikle damar cerrahları, laboratuar teknisyenleri ve radyologlar tarafından yapılmaktadır. Ağrısız olan bu uygulamanın hiçbir yan etkisi yoktur.
Bele Yel Girmesi
Halk arasında çok kullanılan yel girmesi genellikle cereyanda kalmaktan kaynaklanmaktadır. Bu durum nefes aldıkça bıçak saplanıyor diye tabir edilmektedir. Bele yapılan sıcak uygulamalar bir süre sonra bu durumdan kurtulmanızı sağlayacaktır. Belinize kuşak sararabilir, sıcak havlu uygulaması yapabilirsiniz. Bir süre sonra belinizin rahatladığını ve sancıların kalmadığını göreceksiniz. Soğuk hava akımının yoğun olduğu yerlerde üzeri açık uyumak buna neden olabilmektedir.
2014 Botoks Fiyatları
Yüz bölgesinde oluşan kırışıkları ortadan kaldırmak ve daha genç görünmek amacı ile birçok kişi botoks yaptırmaktadır. Ünlü isimlerde botoksa çok sık başvurmaktadır. Özellikle yaşlanmayla birlikte belirginleşen alın çizgisi, göz çevresi çizgileri, mimik çizgilerine, kaş çatımı çizgileri, boyun çizgileri, dudak üzeri kırışıklıkları gibi bölgeler botoksla kolaylıkla ortadan kaldırılabilir. Ayrıca birçok hastalıkların tedavisinde de kullanılmaktadır. Ayrıca botoks yardımıyla burun ucunu 1-2 mm yukarı kaldırmak da mümkündür. Özellikle yaygın olarak aşırı terleme sorunu yaşayan kişiler Botoks yaptırarak bu sorundan kurtulmaktadır. Estetik uygulamalar içerisinde botoks maliyeti diğer uygulamalara göre uygundur fakat botokslu halini beğenenlerin belirli periyotlarla enjeksiyon tekrarı yaptırmaları gerekir. Çünkü botoks enjeksiyon edilen bölgedeki kaslarda geçici felç oluşturur ve bu felçle kırışıklıklar giderilir. Yapılacak bölgeye göre değişen botoks fiyatları 350 dolar (yaklaşık 700 tl) ile 800 dolar (1600 tl) civarında değişmektedir.
Albümin Düzeyi
Albümin, kanda bulunan bir protein çeşididir. Kanda bulunan proteinlerin %60ını oluşturan ve kanda en fazla bulunan bir proteindir. Karaciğerde sentezlenen bu protein çeşitli molekülleri taşımaktadır. Vücutta albüminin yüksek olması herhangi bir hastalık göstergesi değildir. Vücut için gerekli olan suyun miktarının az olmasıdır. Alkol, siroz hastalığı, karaciğer bozuklukları, geniş yanıklar, kalp hastalıkları, kalp yetmezliği, hamilelik gibi rahatsızlıklarda albümin düşmektedir.
İlgili aramalar: albümin düşüklüğü, albumin yüksekliği
3 Mart 2014 Pazartesi
Albüminemi
Kanda albümin yoğunluğunun artmasına Albüminemi denir. İnsan vücudunda albümin düzeyi 3,6-4,9 gr/dl’dir. Bu düzey yoğun terlemeler, kusma, şiddetli ishaller ve yanıklar sırasında artmaktadır. Böbrek ve karaciğer hastalıklarında ise albümin azalmaktadır. Genellikle albümin düzeyinin yüksek olması bir hastalık değildir. Genellikle vücuttaki su kaybına bağlı bir durum olup önemli bir sorun teşkil etmemektedir.
2 Mart 2014 Pazar
Meme Dikleştirme Ameliyatı
Göğüslerinde sarkma olan hanımlar meme dikleştirme ameliyatı için plastik cerrahların kapısını aşındırmaktadırlar. Meme küçültme ameliyatında kesi yapılacağı için ameliyat izi kaçınılmazdır fakat zamanla kesi izleri kaybolur ya da oldukça azalır. Meme dikleştirme ameliyatı çocukların izlemesi için sakıncalı görüntüler içermektedir.
2014 Meme Dikleştirme Ameliyatı Fiyatları
Kadınların hamilelik dönemleri, emzirme sonucu ve yer çekiminin etkisi ile göğüslerinde yumuşamalar ve sarkmalar olmaktadır. Böyle durumlarda meme dikleştirme ameliyatlarına başvuran kadınların sayısı oldukça fazladır. Bunun yanısıra memelerde doğuştan gelen şekil bozuklukları, memenin birinin diğerinden büyük olması, meme şeklinin düz olması gibi durumlarda da meme dikleştirmeye başvurulabilir. Meme dikleştirme için farklı ameliyat yöntemleri vardır. Ameliyat estetik cerrahlar ve plastik cerrahlar tarafından yapılmaktadır. Küçük göğüsler de silikon kullanılarak dikleştirilirken, büyük göğüslerin dikleştirilmesinde silikon kullanılmamaktadır. Meme içindeki fazla yağlar alınarak şekil verilmektedir. Meme dikleştirme ameliyatı fiyatları yaklaşık 1000 dolar (2500 tl) ile 2000 dolar (4000 tl) arasında değişmektedir. Hekimin tecrübesine, ameliyat tekniğine ve müşteri memnuniyetine göre fiyat daha da yukarılara çıkabilir.
4 Boyutlu USG Nasıl Olur?
4 boyutlu ultrason ile bebeğin gülmesi, esnemesi, kaşlarını çatması, parmaklarını emmesi gibi hareketlerini anlık ve hızlı şekilde izlenmektedir. 4 boyutlu ultrasonun avantajları erken dönemde bebeklerin cinsiyeti, yarım damak, eksik parmak, yarık dudak, beyin ve omurilikten kaynaklanan rahatsızlıklarının erken tanısı koyulmaktadır. Ayrıca ikiz, üçüz bebeklerin gelişimi daha net olarak incelenmektedir. Bunun yanı sıra rahim yapısal problemlerinin teşhisinde, anormal kanamaların nedenlerinin teşhisinde, dış gebeliğin tanısında, yumurtalık tümörleri, kistleri, polip ve miyomların teşhisinde uygulanmaktadır.
1 Mart 2014 Cumartesi
Bel Tutulması Neden Olur?
Bel tutulması belin herhangi bir nedenle belin zorlanarak ağrı oluşması durumudur. Bel tutulmasının nedenleri arasında; uzun süreli yolculuklar, ağır nesneleri kaldırma, ağır ya da ısınmadan spor hareketleri yapmak, ani eğilme ve kalkma, çok yumuşak ya da sert yatakta uyuma, alışılmışın dışında bir yatakta uyuma ve bir takım bunlara benzer nedenler bulunmaktadır. Bel tutulması tek başına da görülebilir ve bazen bel tutulmasına bacak ağrısı, boyun ağrısı gibi ağrılar da eşlik edebilir. Eğer bel tutulmasına bacak ağrısı da eşlik ediyorsa bunun arkasında bel fıtığı gibi bir durum söz konusu olabilir. Yine aynı şekilde boyun ağrısı var ise boyun fıtığı şüphesi ile de olaya yaklaşılmalıdır. Ani bel tutulmaları için değişik tedavi yöntemleri bulunur. Bu tip bel tutulmaları pratik bazı fizik tedavi yöntemleriyle ya da zamanla kendiliğinden geçebilir. Bazen uzun süreli tedavi gerektirebilir. Basit bel ağrıları en geç 1 hafta içerisinde iyileşir. Bu tedavi süresini kısaltmak için masaj, sıcak ve soğuk uygulamalar, bazı ilaç tedavileri, akupunktur, fizik tedavi hareketleri faydalı olabilir. Bel tutulması için doktora gidip muayene olarak tutulmanın olduğu bölge ve tutulmanın nedeni tespit edilebilir. Ağrı hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak tedaviyi kolaylaştıracaktır.
Nane Çayının Faydaları
Nane mutfaklarımızdan eksik etmediğimiz gibi sağlık alanında, kozmetik alanında oldukça fazla kullanılan bir bitkidir. Magnezyum, A vitamini, C vitamini, beta karoten bakımından oldukça zengindir. Bu özelliği ile kanser riskini azaltmaktadır. Antioksidan etkisi ile birçok hastalığa karşı savaşmaktadır. Günümüzde en çok kullanıldığı alan mide ve sindirim sistemi rahatsızlıklarıdır. Sakinleştirici özelliği ile uyku bozukluğu problemine karşı kullanılmaktadır. Nane çayının faydaları gaz giderici, boğaz kuruluğu, safra taşı çözümünde, burun tıkanıklığına, kusmaya, mide ekşimelerine, sindirim sistemine, ağız kokusuna iyi gelmektedir. Bunun yanı sıra kas ağrılarını hafifletir, kronik ağrıları azaltır, soğuk algınlığı, öksürük, astım, stresi azaltır, hazımsızlığı giderir, omega 3 yağ asidi bakımından oldukça zengindir. Her alanda kullanılan nane bitkisi her şekilde kullanılmaktadır. Taze olarak, kurutulmuş olarak nane yağı olarak ve nane çayı olarak tüketilmektedir. Nane çayını hazırlarken 2-3 çay kaşığı kurutulmuş naneyi kaynamış su içerisine koyarak 10 dakika demlenmeye bırakın. Daha sonra içine dilerseniz limon ve bal ilave ederek içebilirsiniz. Nane yağı özellikle birçok bakterilerin yayılmasında, mantar hastalıklarının yayılmasını engellemek için de kullanılmaktadır. Nane faydalı olduğu kadar bazı şikayetlerde kullanılmamalıdır. Reflü şikayeti olanlar da göğüste oluşan yanmayı arttıracağı içim kullanılmamalıdır. Bazı kişilerde ise alerjik reaksiyonlara yol açmaktadır. Yüksek nane konsantresi ürünler nane yağı gibi mide yanması ve ağız tahrişine yol açmaktadır.
İlgili aramalar: nane çayının faydaları nelerdir?
Guatr
Guatr, bir salgı bezi olan tiroid bezinin normalden fazla büyümesidir. Tiroid bezi boynumuzun ön kısmında iki taraflı olarak bulunmaktadır. Yetişkin bir insanda tiroid bezinin normal ağırlığı takriben 20-25 gram civarında değişmektedir. Tiroid bezi gıdalardan aldığımız iyotu toplar ve bununla T3 ve T4 adı verilen tiroid hormonlarını üretir. Bu hormonlar hücrelerin ve dokuların fonksiyonlarını düzenlemekle görevlidir. Eğer bu hormonlar az miktarda salgılanırsa vücut fonksiyonları yavaşlayacak, fazla salgılanırlar ise vücut fonsiyonları hızlanacaktır. Tiroid bezi vücudun ihtiyacı kadar tiroid hormonu üretmezse tiroid bezi hücreleri beyin tarafından uyarılır ve tiroid hücreleri çoğalıp büyüyerek daha fazla hormon yapmaya çalışır. Böylece guatr oluşur. Büyük bir guatr basit muayenede elle hatta daha da büyükse gözle kolaylıkla saptanabilir. Tiroidin büyüklüğünden şüphe ediliyor fakat gözle ve elle tespit edilemiyorsa Tiroid ultrasonu ile kesin tanı konulur. Ultrasonda tiroidin büyüyüp büyümediği görülür. Tiroid bezi bazı kişilerin yapısıyla alakalı olarak doğal şekli ile de normalden büyük olabilir. Bu sebeple bu tür kişilere kesin guatr tanısı koyabilmek için ultrason şarttır. Guatr hastalığının nedenleri:
Vücutta iyot eksikliği, guatr'a neden olan besinlerin fazlaca tüketimi (guatrojen maddeler), bazı kimyasallar, bazı ilaçlar, bazı mikroplar, tiroid bezi iltihabı, tiroid nodülü, tiroid kanseri guatr nedenleridir.