16 Mayıs 2014 Cuma
Kürtaj İçin Lokal Anestezi Mi, Genel Aneztezi Mi Tercih Edilmeli?
Kürtajın genel anestezi altında yapılması tavsiye edilmektedir. Fakat lokal ve genel anestezinin birbirlerine karşı avantajı ve dezavantajlarını bilmek gerekir. Bu avantaj ve dezavantajların bir kısmı hastadan hastaya farklılık göstermektedir. Basit bir örnek verecek olursak daha önce doğum yapmamış bir hanım ya da daha önceki doğumları sezaryen ile doğum yapmış bir kadın için genel anestezi tercih edilmelidir. Genel anestezi ile kürtaj yapılacak ise işlemden 4 saat önce hastanın ağızdan bir şey yememesi ve içmemesi istenir. Daha önce normal doğum yapmış ya da kürtaj yaptırmış kişilerde lokal anestezi tercih edilebilir. Lokal anestezide rahim ağzı bir takım uyuşturucu maddeler ile uyuşturulur, genel anestezide damar yolu ile bir takım anestezik ilaçlar verilerek hasta uyutulur. Her iki anestezi türü ile de işlem kısa sürmesine karşın lokal anestezi 5 ila 15 dakika arasında tamamlanmaktadır. Genel anesteziden sonra ise 30 dakika kadar hastanın kendine gelmesi beklenir. Anestezi türü seçimi için doktorunuzla ortak karar almanız en mantıklı hareket olacaktır.
Hamilelikte Dondurma Yenir Mi?
Hamilelik özel bir dönemdir ve kadınlar bu dönemde kendilerinin özel olduklarının farkına varılmasını ve bu dönemdeki isteklerine cevap verilmesini ister. Hamilelikte kadınların canı değişik yiyecek ve içecekler çekebilir. Biz buna aşerme diyoruz. Dondurma normal zamanda bile severek yenilen bir yiyecektir. Hamilelik döneminde bu istek daha da artar. Zaten hamilelikte dondurmaya aşeren kadınların sayısı oldukça fazladır. Peki Hamilelikte Dordurma Yemenin Sakıncası Var Mı?
Dondurma sütten yapılan bir çeşit soğuk tatlıdır. Sütten yapıldığı için içerisinde protein ve kalsiyum bulundurur. Kalsiyum, anne karnındaki bebeğin kemik gelişimi için faydalıdır. Ayrıca içerdiği protein ile de bebeğin temel beslenme ihtiyacı karşılanır. Enerji bakımından da zengin bir yiyecektir. Bu bakımdan annenin ihtiyacı olan enerjiyi alamadığında onun için iyi bir destekleyici olacaktır. Hamilelikte dondurma yemek; doğru zamanda, doğru miktarlarda ve doğru ürünle yapılırsa faydalıdır. Doğru üründen kastımız dondurmaların temizliği ve çeşitliliğidir. Bazı dondurmalar su, şeker ve gıda boyasından ibarettir. Bu tür meybuz tarzı dondurmaların anne için bir faydası yoktur aksine buzlu oldukları için üşütüp hasta olmalarına neden olabilir. Ambalajsız açık satılan dondurmalar da tercih edilmemelidir. Dondurmayı abartmamak haftada 1-2 defa yemek gerekir. Her gün yenirse gereksiz kalori alımına dolayısıyla aşırı kilo almaya neden olabilir. Ayrıca yine dondurmayı canımızın her istediği saatte değil günün belli saatlerinde yemek gerekir. Gece dondurma yememek ve gündüz ise yemekten en az 2 saat geçtikten sonra yenmelidir. Açken yenilen bir dondurma kan şekerinin yükselmesine neden olacaktır. Bu da beraberinde başka rahatsızlıkları ortaya çıkarabilir. Ayrıca dondurmayı dolaptan çıkarttıktan sonra 5 dakika bekletip sonra tüketmek daha faydalıdır. Çok soğuk bir dondurma üşütüp hasta olmamıza ya da boğaz ağrısı gibi rahatsızlıklara neden olabilir.
İlgili aramalar: hamilelikte dondurma yenir mi? gebelikte dondurma yemenin sakıncası var mı? hamileyken dondurma yenilir mi?
15 Mayıs 2014 Perşembe
Kaç Kez Kürtaj Yapılabilir?
Kürtaj yaptırmak için herhangi bir sayı sınırlaması yoktur. Fakat altı çizerek söylüyorum kürtaj bir doğum kontrol yöntemi değildir ve sonuç olarak kürtaj işlemi cerrahi bir operasyondur. Cerrahi operasyonlarda istenmeyen durumlar nadir de olsa ortaya çıkmaktadır. Kürtajı da sık yaptırmak riski sık göze almaktır. Kürtaj, bir estetik operasyon değildir. Olan sadece size değil içinizdeki canlıya da olmaktadır. Bu sebeple cinsel ilişki bir keyif olsa da kürtaj için keyfiyetten uzak durulmalı, kişisel korunma yöntemleri mutlaka ilişki sırasında uygulanmalıdır. Kürtajın sınırı yok diye de her defasında kürtaja başvurmak herkesi yıpratır.
br /> İlgili aramalar: kaç kez kürtaj yapılabilir? kürtajın sınırı var mıdır? kürtaj için bir sayı sınırlaması var mı? kaç defa kürtaj olunabilir? bir kadın kaç defa kürtaj olabilir?
Rinoplastiden Sonra İz Kalır Mı?
br /> Estetik burun ameliyatlarından sonra iz kalır mı korkusu neredeyse tüm hastalarda yaşanmaktadır. Burun ameliyatları iki teknikte yapılmaktadır. Açık burun ameliyatları ve kapalı burun ameliyatları, açık ameliyatlarda burun delikleri arasındaki tabanda ufak bir iz kalmaktadır, kapalı ameliyatlarda ise dışta hiçbir iz kalmamaktadır. Estetik ameliyatlarda yapılan dikişler çok ince iplerle ve sık olarak yapıldığı gibi görünmeyen bölgelerden ya da ciltteki çizgilerden kesi yapılarak izler belirsizleştirilmektedir. Estetik cerrahlar bu konuda oldukça başarılı ameliyatlar yapmaktadır. Hastaların bu konuda endişe duyması çok normaldir, ancak estetik yapan cerrahı doğru seçmek çok önemlidir. Çok yaygın olan burun estetiği ameliyatlarında alınan iyi sonuçlar bu konuda estetik cerrahların başarısını da ortaya koymaktadır.
Ağdadan Sonra Ne Yapmalı?
Bayanların istenmeyen tüyler için uyguladıkları en yaygın yöntemlerden biri ağdadır. Ağda cilt için zararlı değildir, önemli olan ağda sonrasında yapılması gerekenlere dikkat etmektir. Ağda yapıldıktan sonra doğal olarak ciltte kızarıklıklar olmaktadır. Bunun sebebi ağda yapılırken cildin üstündeki ölü deride ciltten sökülmektedir. Alttan çıkan parlak ve yumuşak deri güneşten daha fazla etkilenerek cilt lekelerine maruz kalmaktadır. Bu lekelerin oluşmasını engellemek için ağda sonrası en az 24 saat güneşe maruz kalmamaktır. Güneşe çıkmak zorunda kalırsanız mutlaka koruyucu krem kullanmalısınız. Ağda yapılan bölgelerde gözenekler açık olduğu için mikrop kapma olasılığı daha yüksektir. Bu nedenle ağda yapılan bölgelerin temiz tutulmasına özen gösterilmelidir. Banyo yapmak, kese yapmak, denize girmek, havuza girmek ya da saunaya girmek sakıncalıdır. Ağda öncesi ve sonrası yapılacak bakımlara dikkat ederek istenmeyen tüylerinizden kurtulabilirsiniz. Hijyene önem verilerek son zamanlarda kullanılıp atılan spatula ve bezler hijyen sağlamaktadır. Sir ağda sonrası bacaklar ağda yağları ile temizlendikten sonra yıkanmaktadır. Temiz ve pürüzsüz bir cilt için ağda en kolay yöntemlerden biridir.
İlgili aramalar: ağdadan sonra ne yapmalı? ağda sonrası ne yapılır? ağda yaptırdıktan sonra nasıl bakım yapılır? ağda sonrası bakımı nasıl olur?
Bebeklerde Yarık Dudak Neden Olur?
Ana rahminde zaten yarık olan dudak ve damak 6 ila 10 hafta içerisinde birleşmektedir. Bu birleşme normal olmadığı zaman yarıklar kalıcı olmaktadır. Bu dönemde ultrason cihazı ile belirlenebilmektedir. Tam olarak nedeni bilinmese de kalıtımsal, akraba evlilikleri, hamilelik sırasında alınan ilaçlar, stres, röntgen ışınları, vitamin eksikliği, travmalar nedenler arasında sayılmaktadır. Yarık dudak ameliyatı doğumdan hemen sonra 2-3 ameliyatla geçirilebilmektedir. Önemli olan bebekler yaşını doldurmadan bu ameliyatların yapılmasıdır. Ameliyat ekip olarak yapılmaktadır. Doğumsal anomalinin birçok sebebi olsa da kesin kanıtlanan bir sebebi bulunmamaktadır. Çocuğun beslenmesi ve konuşmasını etkilediği gibi psikolojik olarak da etkilemektedir. Ameliyat edilemeyen çocuklar ilerideki yaşlarında hayata küsmektedir. Bu durumda anne ve babalara düşen en büyük görev ameliyat dönemini geçirmeden tedavisini yaptırmaktır. Bazı anne ve babalar bu durumdan kendilerini sorumlu tutmaktadır. Bu düşünce oldukça yanlış bir düşüncedir. Tıbbı bu derece ilerlediği günümüzde dudak yarıkları büyük bir başarı ile tedavi edilmektedir.
İlgili aramalar: yarık dudağın nedenleri nelerdir? yarık dudak neden olur?
14 Mayıs 2014 Çarşamba
AHA (Alfa Hidroksit Asit)
Alfa hidroksit asitler cildi yüzeye çıkarıcı özellikleri ile bilinmektedir. Kısaca cildin dokusunu değiştirmektedir. Hücre yenilenmesinde kullanılmaktadır. AHA toksik yani zehirli değildir. Üzüm, elma, şeker kamışı gibi meyvelerde doğal olarak bulunmaktadır. AHA’ların etkisi zamanla artmaktadır ancak kullanıma son verildiği zaman cilt problemleri yeniden ortaya çıkmaktadır. Ciltteki kırışıklıları azaltarak cildin genel görünümünü düzeltmektedir. Kozmetik ürünlerde kullanılarak cildi güzelleştirmek ve kırışıklıkları önlemek için kullanılmaktadır.
Agoni
Her hangi bir canlı varlığın hayati faaliyetlerinin kesin olarak sona ermesidir. Yani canlı varlıkların ölümüdür. Ölümden önce kısa ya da uzun olmak üzere agoni adı verilen bir can çekişme devresi yaşanmaktadır. Bu devrede dolaşım ve solunum sistemlerinde iyileşmesi mümkün olmayan değişiklikler meydana gelmektedir. Agoni devresi birkaç dakika ya da birkaç gün sürebilmektedir.
11 Mayıs 2014 Pazar
Kürtaj Sırasında Bebek Acı Çeker Mi?
Bebek anne karnında hayata gelen bir mucizedir. Bebeğin anne karnında geliştiği sırada kürtaj yoluyla dışarı alınması günümüzde halen tartışmalardaki yerini korumaktadır. Bebeğin yaşama hakkının elinden alındığını savunanlar, daha da ileriye gidip tecavüz sonucu bile olsa ne pahasına olursa olsun bebeğin dünyaya gelmesi gerektiğini savunanlar, yasal sınırına kadar kürtaja yeşil ışık yakanlar ve kürtaja daha ileri zamanlara kadar da yeşil ışık yakanlar var. Kürtaj ile bebeğin yaşam hakkı elinden alındığı bir gerçektir fakat yine de kürtaja başvurulmaktadır. Kimse kürtaj sırasında bebeğin acı çekmesini istemez hatta bunu düşünmek bile istemez. Bir İngiliz tıp dergisi bebeğin doğmayana kadar anne karnında acı çekmediğini savunmaktadır. Acı duygusuyla dünyaya geldikten sonra tanıştığını belirtmektedir. Dergiye göre; Bir bebeğin beyin gelişiminin tamamlanması onun acı duygusunun olduğu anlamına gelmiyor. Anne karnı güvenli bir yapı olduğundan bebek burada acı duygusunu bilmiyor. Bebeğin acı hissetmesi için psikolojik gelişimini de tamamlaması ve dış dünyadaki uyaranlarla temasa geçmesi gerekiyor. Ülkemizde yasal olarak 10 haftaya kadar gebelik sonlandırılabiliyor. Bu dönemde bebeğin kalp atışları duyuluyor ancak beyin gelişimi tamamlanmamış oluyor. Beyin gelişimi olmayan bir bebeğin acı çekmesi düşünülemez. Kürtaj genel yada lokal anestezi ile yapılır. Annenin kürtaj sırasında acı çekmemesi için anestezi şarttır. Bebeğe anestezi ya da ağrı kesici ilaç vermek anneye zarar verebileceğinden dolayı verilmez. Bebeğin ağrı kesiciye ihtiyacı olmadığı açıklanmaktadır.
İlgili aramalar: kürtaj sırasında bebek acı çeker mi? kürtajda bebek acı duyar mı? kürtaj yapılırken bebek acı hisseder mi?
Aktinomikoz
Ağızda bulunan ve havasız ortamlarda yaşabilen mantarların sebep olduğu bir hastalıktır. Hastalığa teşhis koyulması için öncelikle mantarın teşhisi koyulmalıdır. Tedavisi ise hastalığın bulunduğu bölgeye göre değişmektedir. Hastalık tedavi edilmediği takdirde apandisite ve akciğerlere kadar yayılmaktadır. Hastalığın tedavisi ise damar yolu ile her gün penisilin verilmesidir. Hastalık bazen diş çekiminden sonra ortaya çıkar ve yavaş gelişir. Sık görüldüğü bölgeler ise karın boşluğu ve göğüs organlarında bulunur.
10 Mayıs 2014 Cumartesi
Akromiyon
Omuz ucu ya da omuz çıkıntısıdır. Omuz ağrısı en sık görülen fiziksel rahatsızlıklardan biridir. Omuz geniş bir hareket yelpazesi oluşturan eklemlerden oluşmaktadır ancak çok farklı problemlere karşı savunmasızdır. Akromiyon; gece ağrısı, güç ve hareket kaybı, kol kaldırılması sonucu oluşan ağrılar, dinlenme ile geçmeyen omuz ağrısı gibi şikayetlerle daha çok kendini gösterir. Oluşan bu ağrı sonucu fiziksel hareketler kısıtlanmaktadır.
Bebek Hastayken Aşı Yapılır Mı?
Hasta çocuklara aşı yapılması doktorların çoğu tarafından sıcak bakılmayan bir durumdur. Bazı doktorlar basit hastalıklarda aşı yapılmasının bir sakıncası olmadığını savunsa da kimsenin çocuğunu böyle bir durum için riske sokmak isteyeceğini düşünmüyorum. Çocuklarda aşıdan sonra ateş yükselmesi çok sık rastlanılan bir reaksiyondur. Çocuğunuzun basit de olsa ateşli bir hastalık geçirdiği dönemde aşı yaptırmanız onun daha da ateşlenmesine hatta havale geçirmesine neden olabilir. Bu tür istenmeyen durumlara rastlanılmaktadır. Kendi çocuğumu aşı için götürdüğümde doktor muayenesinde ateşinin biraz yüksek olduğu söylendi. Aşı için 5 gün beklemem gerekti fakat biraz sabırla kazasız belasız geçirdik. Çocuklarınızın aşısını mutlaka zamanında yaptırın fakat hastayken mutlaka iyileşmesini bekleyin. Aşının tek yapacağı sorun ateş yüksekliği değildir. Genelde şişlik, kızarıklık gibi yan etkileri olsa da alerji, ishal, kusma ve benzeri daha ağır yan etkileri de olabilir. Zaten ishali olan bir çocukta ishalin aşı sebebiyle daha ağır geçmesi ciddi bir sorundur ve hayati tehlikesi bile vardır. Unutmayalım ki aşı dediğimiz şey aslında hastalığın mikrobunun bağışıklık sisteminin üstesinden gelebileceği kadar düşük dozda vücuda enjekte edilmesidir. Böylece bağışıklık sistemi vücuda giren mikrobu tanıyor ve onunla nasıl mücadele edeceğini öğreniyor. Hastayken bebeğe aşı yaptırmak, mücadele sırasında bağışıklık sisteminin aynı anda 2 cephede savaşması anlamına gelir. Buradan mantık yürüttüğümüzde bile çocuğumuzu böyle bir mücadelenin merkezi haline getirmememiz gerektiği umarım anlaşılmıştır. Bebeğinizle sağlıklı ve mutlu günler dilerim.
8 Mayıs 2014 Perşembe
Alfa Fetoprotein (AFP) Nedir?
Hamilelikte anne karnındaki bebeğin karaciğerinde üretilen bir proteindir. Anne karnındaki bebekte üretilen bu proteinin görevi henüz bilinmemektedir. Karaciğerde üretilen AFP bebeğin kanına geçmekle kalmıyor, amnion suyuna ve anne karnına da geçer. AFP testi gebeliğin 16 ila 20 haftaları arasında yapılması iyi sonuç vermektedir. Tüm hamile bayanlara yapılması gereken bir testtir. Bu testin amacı bebekte oluşabilecek hastalıkları taramaktır.
Gebelikte Stresin Zararları
Anne adayları gebelik döneminde bazı durumlardan dolayı üzüntü, sıkıntı ve stres yaşayabilmektedir. Bu durumun anneye zararından çok anne karnında olan bebeğe zararı vardır. Çünkü yapılan araştırmalarda anne karnındaki bebeğin, annenin durumundan etkilendiği sonucuna ulaşılmıştır. Annenin yaşadığı hüzün, asabiyet, mutluluk, heyecan, korku gibi duygular bebeğe hormonlar vasıtası ile geçmektedir. Anne bir duyguyu yaşarken o duyguya özel bir hormon salgılar ve bu hormon kan dolaşımı ile bebeğe geçer. Bu da bebeğin bu duyguyu yaşamasına neden olur.
Peki, annenin yaşadığı stres bebekte nasıl etkiler oluşturur?
Yukarıda da belirttiğimiz gibi annenin içinde bulunduğu ruh hali bebeği doğrudan etkilemektedir. Bu durum araştırmalarla sabittir. Annenin yaşadığı yüksek streste aynı şekilde bebeği doğrudan etkilemekte ve bazı olumsuz sonuçlar oluşturmaktadır. Bu sonuçlar ise; düşük ihtimalinin artması, bebeğin erken doğması, bebeğin doğumundaki ağırlının az olması, zihinsel bazı bozukluklar, duygusal problemler, asabiyet gibi sorunlardır.
Anne adayının kendi sağlığı ve bebeğinin sağlığı açısından stres, üzüntü, bunalım gibi duygular içine girmemesi gerekmektedir. Bu duygular doğrudan bebeği etkilediği için de bu durumlara acil bir şekilde çözüm üretilmesi gerekir. Öncelikle dikkat etmeniz gereken ilk şey sizi strese ve üzüntüye sokan etkenlerden kurtulmanızdır. Bu konuda yakınlarınızdan yardım almanız yararlı olacaktır. Düzenli ve sağlıklı beslenme, düzenli uyku, doktorunuzun önerdiği bir egzersiz programı bu gibi ruhsal durumlar için sizin alabileceğiniz önlemlerden bazıları. Fakat durumunuz ile kendiniz baş edemiyorsanız bu durumda bir psikologa gitmenizde yarar olacaktır.
Gebeliğin Etkileri
Gebelik özellikle bayanları çok derinden etkileyen ve bu esnada bütün duygularının ön plana çıktığı bir evredir. Bayanlar genellikle gebelik halinde psikolojik olarak da destek almalıdırlar. Çünkü bu dönemde her söyleneni daha fazla duygusal olarak almakta ve söylenebilecek ufacık bir lafa karşı bile çok çabuk etkilenebilmektedir.
Bayanlar iki can taşıdıkları gebelik dönemlerinde hassas oldukları için anneye söylenecek sözlere çok dikkat etmek gerekmektedir. Kötü sözlerden kaçınılmalı ve yapılacak olan hareketlerimize bile çok dikkat etmeliyiz. Ayrıca bu durumların dışında bayanlar bu dönemlerde sürekli olarak isteklerde bulunabilirler. Bu istekler mutlaka yerine getirilmelidir. Çünkü bu durumlarda bayanların herhangi bir isteğinin yapılmaması halinde bayanların direk olarak etkileneceği ve bu durumda herhangi bir etkilenme sonucunda doğacak olan çocuğunda etkileneceğini bildiğimiz için mutlaka gebelik döneminde istediklerini yerine getirmeliyiz. Gebelik döneminde hassas olan bayanlara mutlaka ufak sürprizler yapılmalı ve gönülleri hoş tutulmalıdır. Çünkü annenin mutlu olması bebeğin daha sağlıklı olmasını sağlayacaktır.
Başka bir etki ise bayanlarda kilo alma problemi olacaktır. Kilo alma problemini bayanlara yansıtmamamız en önemli husustur. Çünkü bayanların mümkün olduğunca moralinin yüksek tutulması gerekmektedir. Gebelik dönemi bayanların aldığı kilolarla ilgili herhangi bir takıntısı oluştuğunda bunu gidermek için onlara iltifat etmeyi denemeniz gerekmektedir. Bunu yapmanız eşinizin ve doğacak olan çocuğunuzun sağlığı için daha yararlı olacaktır.
7 Mayıs 2014 Çarşamba
Akson
Sinir hücrelerinin en belirgin ve uzun olanıdır. Uzun boru şeklinde bir yapıya sahip olan akson çok uzak yerlere ulaşmaktadır. Bel bölgesinde bulunan omurilik hücresinden çıkan ve ayağa kadar uzanan aksonun boyu 80 cm kadar ulaşmaktadır. Aksonlar genellikle dışlarında bir yağ kılıfı ile sarmalanılarak çevreden izole edilmektedir. Bu izolasyon ne kadar kalın olursa hızı o oranda artmaktadır.
2014 Karın Germe Ameliyatı Fiyatları
5 Mayıs 2014 Pazartesi
Alel
Bir karakter üzerinde farklı ya da aynı yönde etkili olan, iki veya daha fazla olan genlerden her biridir. Özellikle bir kromozomun bir lokusundaki iki veya daha fazla seçenekli gen çeşidini anlatmak için kullanılmaktadır. Kromozomlardaki genler alel denilen genlerden oluşmaktadır. Aynı karakteristik özelliği kodlayan ancak farklı kodlar taşıdığı için farklı özelliklerin ortaya çıkmasını sağlayan genlerden her biri alel’dir.
Koltukaltı Kokusu Nasıl Giderilir?
Koltuk altına sıkılan deodorantlar ve roll-on'lar koltukaltı kokusunu geçici olarak ortadan kaldırırlar. Reklamlarda bu ürünler sanki koltuk altı kokularını tamamen ortadan kaldırıyormuş gibi lanse edilse de durum hiç de öyle değildir. Bu ürünler ya koltukaltında terlemeyi önleyen ya da teri emen bir takım kimyasallar içerir. İçerilerinde kimyasal maddeler bulunduğundan bu ürünlerde dikkatli kullanılmalıdır. Bilindik markaların dışına pek çıkmamak da fayda vardır. Bazılarının içerdiği kimyasallar cildimize zarar verebilir. Koltuk altı kokusunu gidermek için öncelikle koltukaltımızın terlemesinin önüne geçmekte fayda vardır. Bunun için sıcak havalarda daha ince giyinmek faydalı olacaktır. Bunun dışında günlük duşumuzu almalı ve koltukaltı kıllarını uzatmamalıyız. Bazı hastalıklarda insanlarda aşırı terlemeye neden olur. Bu tür hastalıklar için doktora danışılmalıdır. Bunun dışında bazı ameliyatlar ile koltukaltı ter bezleri azaltılıp terlemenin en aza indirilmesi mümkündür.
4 Mayıs 2014 Pazar
Koltuk Altı Neden Kokar?
Ter, vücudumuzdaki fazla tuzu ve zehirli maddeleri dışarı atmak için gerekli bir eylemdir. Özellikle yaz aylarında görülen terlemeler sonucu vücutta kötü kokular meydana gelebilir. Koltuk altı dediğimiz, kolumuzun gövdemizle birleştiği yerin alt tarafı(omuzun altı) diğer bölgelere göre daha ağır kokunun olduğu bölgeler arasındadır. Koltuk altının kokması bu bölgenin terlemesinden ve havasız kalmasından dolayı meydana gelir. Zaten dikkat edersek vücutta kötü kokunun öncelikli nedeni terleme ve havasızlıktır. Koltuk altı bölgesindeki kılların uzun olması kötü kokuyu daha da arttıracaktır. Burada kokuya sebep olan aslında terleme ve havasızlık değil koltuk altındaki nemli ortamda üreyen bakterilerdir. Ter içerisinde bakteriler için besin kaynağı olan mineraller ve yağlar bulunur. Terleyen bir bölge havalanmaz ise kurumaz, kurumaz ise de bakteri oluşumuna zemin hazırlar. Böylelikle koku oluşur. Koltuk altı neden kokar sorusunun en büyük cevabı bu olsa da yediğimiz yiyecekler, ten yapımız ve bazı hastalıklar bu kokuyu daha ağır bir hale getirerek bizi zor durumda bırakabilir. Böyle bir durumda bir doktora danışmak en iyisidir.
2014 Alın Germe Ameliyatı Fiyatları
Yaşlılığın ilk bakışta farkedilen en büyük işaretlerinden bir tanesi yüzdeki kırışıklıklardır. Yaşın ilerlemesi ile alında oluşan kırışıkların giderilmesi için kozmetik açıdan yapılan girişimler bir yere kadar cevap verebilir fakar iir yerden sonra çözümü cerrahidir. Estetik cerrahlar tarafından çok sık yapılan bir ameliyattır. Alında kırışıklık olması, çatık kaşlara sahip olmak ve kaş düşüklüğü olan kişiler yorgun ve kızgın bir yüz ifadesine sahip olurlar. Bu durum kişileri daha da yaşlı göstermektedir ve bu durum kişileri psikolojik olarak da etkilemektedir. Hastalar hem fiziksel hem psikolojik açıdan rahatlamak için bıçak altına yatmaktan çekince duymazlar. Çok pahalı bir ameliyat olmasa da alın germe ameliyatı fiyatları 3 aşağı 5 yukarı bir çok merkezde aynıdır. Yine de, hastane kalitesi ve cerrahın başarısına göre alın germe ameliyatı fiyatları 1000 dolar ile 3000 dolar gibi fiyat aralıkları ile yapılmaktadır.
3 Mayıs 2014 Cumartesi
Hamilelikte Tırnak Morarması
Hamilelik döneminde tırnaklarda morarma sık rastlanılan bir durum değildir ve hamilelikle ilişkilendirilmesi oldukça zordur. Tırnaklarda morarma var ise genellikle hamilelik dışında başka bir nedenden dolayıdır fakat bebeğin gelişimiyle birlikte içeride organlara ve damarlara yapacağı basınç da buna neden oluyor olabilir. Bebeğin baskısıyla olma ihtimali epey düşüktür. Bu sebeple hamilelikte tırnak morarmasından ziyade tırnak morarmasının genel sebeplerine bakalım.
Eğer tırnağınızı sert bir şekilde bir yere çarpar, darbeye maruz bırakır ya da kapı arası ve benzeri bir yerde sıkıştırırsanız morarır. Bu tip morarmalar bir süre sonra kendiliğinden iyileşir. Sadece iyileşme sürecini hızlandırmak için doktora gidebilirsiniz.
Tırnakta morarmanın diğer önemli bir nedeni tırnakların olduğu bölgedeki kan dolaşımının bozulmasıdır. Buna bebeğin içeride yapmış olduğu baskı sebep oluyor olabilir. Astım ve bronşit gibi solunum hastalıkları da tırnak morarması nedenleri arasındadır. Bu kişiler vücutlarına yeterli oksijeni alamazlar ve bunun bir sonucu olarak kan değerleri kötüleşir. Yeteri oksijeni bulundurmayan kan da sadece tırnaklarda değil tüm vücutta morarmalara sebep olabilir.
Bunların dışında tırnak morarması ihmal edilmemesi gereken bir sağlık sorununun işareti olabilir. Özellikle hamilelikte tırnak morarması olduğunda bu sorunu derhal doktorunuza bildirin. Sizden bazı tetkikler isteyip morarmanın nedenini araştırmak isteyecektir.
Yapraklar Yeşerip Hayat Tazelenirken Cildinizi Onarın
Bahar geldi çattı. Mevsim geçişleriyle baş gösteren fiziksel değişikliklerle de karşı karşıya kaldık. Bu değişikliklerin şüphesiz en büyüğü cildimizde yaşanıyor. Mevsim geçişlerinde cildimizin nem dengesinde önemli değişiklikler yaşanır. Cildi kuruluktan pul pul dökülen de vardır, cildinin çok yağlı olmasından şikayet eden de. Siz de büyük ihtimalle bu sorunların birinden şikayetçisiniz. Cildinizde meydana gelen bu değişikliklerin önüne geçmek için tek bir yol var, o da cilt bakımı. Ne öneriyorsun dediğinizi duyar gibiyim. Anlatayım:
Yeni çıkan cilt bakım ürünlerini hepimiz deniyoruz, takip ediyoruz ama cildimizi uzun zamandır tanıyan ve koruyan bir marka var: Vaseline! 140 yılı aşkın süredir bizimle birlikte olan, nesilden nesile geçen bu ürün bize gerçek nemlendirmeyi sağlıyor. Vaseline markası şimdi de, üçlü saflaştırma yöntemiyle geliştirdiği Türkiye’deki en saf Vaseline Nemlendirici Jel’i bize sunuyor.
Vaseline Nemlendirici Jel, 3 kat saflaştırılmış formülü sayesinde piyasadaki diğer kremlere göre çok daha iyi sonuçlar veriyor. Üstelik sadece cilt nemledirmede değil; yara bakımı, pişikler, dudak bakımı gibi durumlarda da iyileştirici etki gösteriyor.
Son olarak, size çok mutlu olacağınız bir haber daha vereceğim: Hepimizin bayıldığı Vaseline’in Cocoa Butter losyonu ve kremine şimdi de Nemlendirici Jel’i eklendi! Bu harika ürünü cildinizi ve dudaklarınızı nemlendirmek için her gün kullanabilirsiniz.
Siz de bahar gelirken taptaze bir cilde kavuşmak istiyorsanız Vaseline Nemlendirici Jel’e tüm marketlerden ve eczanelerden ulaşabilirsiniz.
Bir boomads advertorial içeriğidir.
Afaki
Katarak cerrahisi ile göz merceğinin çıkarılması durumudur. Katarak göz içindeki merceğin bazı sebeplerden dolayı şeffaflığını kaybederek bulanıklaşmasıdır. En sık yaşa bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Bunun yanı sıra sigara kullanımı, göz ve kafa travmaları, ağır hastalıklar, Metabolik hastalıklar ve beslenme bozuklukları sonucu da ortaya çıkmaktadır. Ender olarak da doğumsal olabilmektedir.
Hamilelikte Tırnak Kırılması
Hamilelik döneminde vücut hormon dengesindeki değişiklikten dolayı kimi hanımlarda tırnaklar hızlı bir şekilde uzar. Tırnakların hızlı uzaması sonucu tırnaklar yeteri sağlamlığa sahip olmayabilir, tırnaklarda incelme ve kırılmalar görülebilir. Doğum sonrası kendiliğinden eski haline dönecek bu durum için bazı önlemler almak mümkündür.
Gebelikte tırnak kırılmasından şikayet ediyorsanız öncelikle beslenmenize önem vermeniz gerekir. Tekdüze beslenmek yerine dengeli beslenmek hem sizin sağlığınız hem de bebeğinizin sağlığı için oldukça önemlidir. Şimdi tırnaklar için neler yapabileceğimize bir bakalım. Aslında bir B grubu vitamin olan Biotin ya da H vitamini olarak bildiğimiz cildi, saçları ve tırnakları güçlendirip güzelleştiren vitamini doktorunuza danışarak kullanabilirsiniz. Fındık, ceviz, badem, soya fasulyesi, yumurta, mantar, muz, avokado, et, tavuk, mantar, kuruyemişler, kaşar peyniri, süt ve tahıllı yiyeceklerde bulunan bu vitamini yeteri kadar aldığınızdan emin olun. Kalsiyum ve biotin desteği oldukça iyi gelecektir.
Tırnaklar için özel olarak üretilmiş bazı nemlendirici kremleri kullanmak tırnaklarınızın daha esnek olmasını sağlar. Böylece kırılmalar önemli ölçüde azalacaktır.
Ayrıca bu dönemde; tırnaklarınızı ısırıyor ya da yiyorsanız bu kötü ve bir hanımefendiye yakışmayan alışkanlıklardan hemen sonsuza dek vazgeçin. Elinizde çok fazla deterjan ve sabun gibi kimyasallara maruz bırakmayın. Elleriniz ve tırnaklarınız her daim kuru ve temiz olsun. Hamilelikte tırnak kırılması sorunu için tırnaklarınızı da fazla uzatmayın çünkü tırnaklar ne kadar uzun olursa o kadar kolay kırılır. Yatağınıza uyumak için girmeden bir 5 dakika önce tırnaklarınıza bir bakım kremi sürün.
Aerofaji
Aerofaji hava yutma anlamına gelmektedir. Çeşitli nedenlerden kaynaklanan ve gürültülü geğirtiler gösteren karmaşık bir olgudur. Bu hastaların incelemelerinde geğirtilerden önce hava yutarak yemek borusuna dolduğu görülmektedir. Havanın önemli bir bölümü kaltr ve ağızdan gürültülü şekilde çıkarılmaktadır. Aerofaji bazen karın ve göğüs boşluğunu etkileyen hastalıklara bağlı olmaktadır. Bunun bilincinde olmayan hasta gaz oluşumunun fazlalığı ve sindirim bozukluğu olarak algılamaktadır.
2 Mayıs 2014 Cuma
Doğum Sırasında Görülebilen Riskler
Anne adayları normal doğumu tercih etmelerine rağmen bazı durumlar da sezaryene başvurulmaktadır. Bebek bazı durumlardan dolayı doğum kanalına ilerleyemezse, Rahim ağzı yeterince açılmazsa veya bebeğin kalp atışlarının yavaşlaması ve nefes alıp alamadığı konusunda uzmanların endişeleri ve gözlemleri mevcutsa acil olarak sezaryen ile bebeğin çıkarılması gerekmektedir. Ayrıca normal doğum veya sezaryen doğumdan sonra bazı sebeplerden dolayı durdurulamayan kanamalar gözükmektedir. Durdurulamayan kanamalara günümüzde ender rastlanmaktadır. Fakat böyle bir durumla karşılaşıldığı zaman ayrı bir operasyon yapılması gerekmektedir. Ayrıca doğumdan sonra bebeğin eşiği çıkmazsa ayrı bir operasyon yapılmasına ihtiyaç duyulacaktır. Bebeğin eşiğinin çıkmaması sorunu da günümüz de ender rastlanmaktadır.
Normal doğum ve ya sezaryen doğumlar da genel anestezi verilmesine bağlı olarak doğum yapıldıktan sonra uyanamama gibi sorunlar da görülmektedir. Fakat günümüz de ameliyatlar son teknoloji ile yapılmasından ve anne adaylarının genç olmasından dolayı uyanamam gibi bir durum söz konusu bile değildir.Sezaryen doğumlarda ise yine doğum esnasın da ve doğumdan sonra bazı ender sorunlarla karşılaşılmaktadır. Sezaryen doğumdan sonra yara yerinin açılması, yara yerinin yangı kapması, yine çok ender görülen idrar torbasının yangı kapması ve yaralanması ve ya çok riskli ve zorlu bir ameliyat ya da çok hızlı bir ameliyat geçirildiyse, buna bağlı olarak bağırsak yaralanmaları veya idrar kanalının yaralanması gibi sorunlar meydana gelebilmektedir.
1 Mayıs 2014 Perşembe
Hindistan Cevizi Yağının Faydaları
Günümüzde sağlığa faydalı olduğu söylenen fakat faydası olmayan o kadar çok yağ vardır ki bunların çoğunda zaten etiketinde belirttikleri maddenin ne kendisinden ne de yağından eser yoktur. Bu kadar sağlıksız yağın içerisinde hindistan cevizi yağı sizin için bir alternatif olabilir.
Hindistan cevizi yağı kalp sağlığına iyi gelir, bağışıklık sistemini güçlendirir ve size bol miktarda enerji sağlar. Önemli bir artısı da tadının güzel olmasıdır :) Hindistan cevizi yağı cildiniz için biçilmiş kaftandır. Losyon olarak kullanır cildinize sürerseniz cildinize tazelik ve nem kazandırır. Kuru ciltler için denemeniz gerekir. Kuru cilde sahip olan ve hindistan cevizi yağı kullanmış bir çok kişinin hindistan cevizi yağı hakkında olumlu görüşü vardır. Pul pul dökülen bir cildiniz varsa hindistan cevizi yağını cildinize sürün ve hafifçe ovalayarak yedirin. Yine çatlamış dudaklar için bakım kremi arıyorsanız bu yağı sürün. Aynı şekilde tırnak bakımı içinde kullanın. Dudaklarınızda güzel bir tat ve koku da bırakacaktır. Bu yağın yaşlanmayı geciktirici etkisi de vardır. Ayrıca tamamen doğal hindistan cevizi yağını göz makyajınızı temizlemek için de kullanabilirsiniz. Gerçekten de makyaj temizleme konusunda çok etkilidir. Saç bakımı içinde tavsiye edilen bir üründür. Saçlarınıza sürdüğünüz yağı 10 dakika bekletip daha sonra şampuanla saçınızı yıkayabilirsiniz. Cilt yaralarına sürüldüğünde iyileşme sürecini hızlandırdığı da söylenmektedir.
Hindistan cevizi yağı piyasada çok kolay bulunan bir yağ değildir ve sahtesi de çoktur. Tamamen doğal bir ürün değilse beklediğiniz etkiyi alamayacağınızı unutmayın.
Sezaryenden Sonra Yapılanlar
Sezaryen bir doğum yöntemidir fakat aynı zamanda ameliyattır. Sezaryen ameliyatından hemen sonra bebek ısıtıcı altında temizlenmelidir. Eğer yolunda gitmeyen bir şey varsa ve gerekiyorsa ameliyat odasında çocuk doktoru tarafından muayene edilmelidir. Gerek yoksa daha sonra serviste annenin yanında da muayene edilebilir. Bazen daha ciddi sorunlarda bebeğin yoğun bakım ihtiyacı olur. Bu tür durumlarda bebek varsa hastanenin kendi bünyesindeki yoksa da dış merkezdeki bir yenidoğan servisine transfer edilir.
Eğer bu işlemlere gerek duyulmuyorsa bebek gayet sağlıklı ise ameliyattan sonra anneye teslim edilir ve anne ile teması sağlanır. Sezaryenden sonra genellikle 6-7 saat sonra annenin sulu gıdalar yemesine izin verilir fakat bu saate kadar ağızdan hiçbir yiyecek içecek alınmaz. Yine de bu süre hastadan hastaya ve doktordan doktora değişebilmektedir. O yüzden doktorun direktiflerine göre hareket ediniz.
Genellikle ameliyattan 6 saat sonra idrar sondası çıkarılır ve hastanın ayağa kalkmasına izin verilir. Ameliyattan hemen sonra altı ve on iki saat süreyle serum ve damardan serum uygulaması yapılır. Bu çok önemli bir işlem olmaktadır. Hastanın kendini daha çabuk toparlaması ve güç kazanması için yapılır. Anneye ağrıları için ağrı kesici verilir. Ciltte kesi olduğu için ağrılar olur. Günümüzdeki ağrı kesiciler daha etkili olduğundan ağrıları daha iyi hafifletir. Hep 6 saat diyoruz ya sezaryenden sonra yürümek için de bu 6 saatlik süreyi beklemeliyiz. Biraz karın bölgesinde ve kasıklarda ağrımız olabilir fakat bu normaldir. Sezaryenin ertesi günü ağrılar baya bir geriler. 1-2 hafta içerisinde rahat bir şekilde yürümeye başlanabilir. Sezaryen ameliyatından sonra bazı çiftlerde kan uyuşmazlığı görülebilir. Kan uyuşmazlığı olan çiftlerde bebeğin kanına bakılır eğer bebeğin kan gurubu + ise sezaryen yapmış olan hastaya kan uyuşmazlığı iğnesi yapılmalıdır. Bebeğin kan grubu anne ile aynı çıkarsa kan uyuşmazlığı iğnesi yapılmasına gerek yoktur.
Çoğunlukla ameliyattan 24 saat sonra veya 48 saat sonra yara yerindeki bandaj açılır. Bu konuya doktor karar vermektedir. Bandajı çıkarmadan önce doktorunuza danışınız.
Sezaryen Öncesi Hazırlıklar
Sezaryen olmak için hastaneye gidilmeden önce yapılması gereken bazı hazırlıklar vardır. Bunlar ameliyat olacak kişilerin yapması gereken hazırlıklara benzemesine rağmen yine de farklılıklar göstermektedir. Bunların nedeni sezaryen işleminde doğum gerçekleşmesinden dolayıdır. Söyleyeceğimiz hazırlıklar tarihi belirlenmiş sezaryenler için geçerli olmakta, ani sezaryenler için bu hazırlıklar yapılmamalıdır.
Çoğu zaman doktorlar ameliyat olacak hastalara, ameliyattan önce duş almasını önerir. Bu hijyen açısından çok önemli bir husus olmakla beraber, enfeksiyon riskini de beraberinde getirmektedir. Bu gibi nedenlerden dolayı hastadan sezaryen öncesi duş alması istenir. Sezaryen ameliyatına bir hafta veya birkaç gün kala genital bölgeye veya karına ağda(traş) yapılması münasip değildir çünkü burada ağda veya traş sonrası oluşacak yaralar ameliyat sırasında enfeksiyon kapabildiği için doktorlar tarafından tavsiye edilmemektedir. Gerekirse bunu hastane personeli yapacaktır.
Önemli hastalıkları olan hastalar ,örneğin diyabeti,guatrı,hipertansiyonu olan hastalar mutlaka hastaneye yatış yapacaklarsa bu ilaçları yanlarına almalılardır.
Bir diğer önemli husus ise hastaneye yatış yapacak hastaların yanlarına ameliyat çantası almaları gerekmektedir.Bu çanta içinde bebeğe lazım olacak eşyalar ve hastalara lazım olacak eşyalar olmalıdır.Ayrıca sezaryen yapmak için hastaneye gidecek hastalara o ana kadar yapılan tahliller ve gebelik dosyasının, hastanın yanında götürmesi çok önemli bir husus olmaktadır.
Ameliyata 1 gün kala gebe bayanın hiçbir şekilde alkol ve sigara ve doktorun tavsiye ettiği ilaçların dışında hiçbir ilaç almaması gereklidir.